Kur’ân’ın Secili Söz Dizgelerinin 7. Yüzyıl Arapların Lügavî Örf ve Âdetleriyle Diyalektik İlişkisi

dc.contributor.authorDindi, Emrah
dc.date.accessioned2024-10-29T17:55:02Z
dc.date.available2024-10-29T17:55:02Z
dc.date.issued2023
dc.departmentTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi
dc.description.abstractKur’ân’ın en temel üslup özelliklerinden biri, âyet sonlarında tekrarlanan ve aynı ahengi veren hece, ses, seci ve kafiye uyumlarıdır. Kulağa hoş gelen melodik yapıdaki üstün sanatlı bu söz yapıları, 7. yüzyıl Hicaz bölgesi Arapların bilmedikleri, aşina olmadıkları ve duymadıkları şeyler midir yoksa günlük kelamlarında şifahî ve yazınsal türlerinde mevcut ve maruf lügavî örf ve âdetleri, edebî zevkleri çerçevesinde teşekkül ve tecessüm etmiş ifade kalıpları mıdır? sorusu/sorunu işte bu makalede ele alınmaktadır. Bu amaçla, işte bu çalışma, cahiliye Arapların şifâhî, edebî söylemlerinde secili, uyak ve kafiyeli söz yapılarını tetkik etmekte; ardından kadim İslâmî literatürdeki verilerden hareketle Kur’ân’ın âyet sonlarındaki melodik yapıların, cahiliye Arap şairlerin şiirlerindeki secili, uyaklı edebî ürünlerin özellikleriyle diyalektik ilişkisini ve o dönem Arap toplumunun kelam sonlarında gözetmeyi âdet ve alışkanlık haline getirdikleri seci için, dilin birtakım kıyasî kurallarının terkedilip edilmediğini irdelemektedir. Elbette Kur’ân’ın secili ifade yapılarının o dönem Arapların edebî zevkleriyle diyalektik ilişkisine kadim literatürde satır aralarında zayıf ve cılız bir sesle değinilmiş olsa da ne yazık ki modern dönem çalışmalarında bu konu, henüz irdelenmiş değildir. Bu yüzden özgün ve otantik olduğunu düşündüğümüz bu çalışmanın, alanına katkı sunacağını ümit etmekteyiz. Dolayısıyla literatür taraması yöntemini kullandığımız bu araştırma neticesinde, Kur’ân’ın âyet sonlarındaki birbiriyle uyumlu, ritmik, melodik ses ve vezinli yapılarının 7. yüzyıl Arapların edebî zevkleriyle, lügavî örf ve âdetleriyle ilişkili olup olmadığı, daha doğrusu, bu ifadelerin o günkü Arapların bilmedikleri, aşina olmadıkları harikulâde, tarih üstü, aşkın/müteâl bir dil ve üslupta mı yoksa onların zevk ve beklentilerine muvafık ve mutabık, yerel, mahalli, bölgesel, kültürel antropolojik bir tabiatta mı varlık bulduğu ortaya çıkacaktır.
dc.identifier.doi10.47424/tasavvur.1249243
dc.identifier.endpage578
dc.identifier.issn2619-9130
dc.identifier.issue1en_US
dc.identifier.startpage545
dc.identifier.trdizinid1183296
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.47424/tasavvur.1249243
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1183296
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.11776/13734
dc.identifier.volume9
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofTasavvur - Tekirdağ İlahiyat Dergisi (Online)
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectKur’ân
dc.subjectTefsîr
dc.subjectSeci
dc.subjectYedinci Yüzyıl
dc.subjectArapların Lügavî Örf ve Âdetleri
dc.titleKur’ân’ın Secili Söz Dizgelerinin 7. Yüzyıl Arapların Lügavî Örf ve Âdetleriyle Diyalektik İlişkisi
dc.typeArticle

Dosyalar