BATI TÜRKİSTAN HUNLARINDA GÖRÜLEN SOSYO-KÜLTÜREL GELENEKLER VE DİNLER (IV. – VII. YÜZYILLAR)

dc.contributor.authorMızrak, Egemen Çağrı
dc.date.accessioned2023-05-06T17:20:51Z
dc.date.available2023-05-06T17:20:51Z
dc.date.issued2023
dc.departmentFakülteler, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü
dc.description.abstractŞanyü Modu’nun iktidarından (M.Ö. 209-174) Şanyü Jünchen döneminin (M.Ö. 161-126) sonlarına kadar Hunlar İç Asya’nın tek hakim gücü olarak Çin’i tahakküm altında tutmayı başarmışlardı. Han hanedanının büyük imparatoru Wudi’nin Hun tehdidine karşı M.Ö. 129 civarında başlattığı kuzey ve batı yönündeki geniş-çaplı hücum stratejisi başarılı generaller sayesinde bilhassa Şanyü Yizhixie döneminde Hunların ciddi kayıplar verdiği ağır yenilgilerle sonuçlanmış ve Çin üzerindeki Hun hakimiyeti kesin bir şekilde kalkmıştı (M.Ö. 129-119). Hunlar Kansu’yu (Hexi Koridoru) kaybetmekle kalmamış, Ordos – Gobi’nin güneyindeki pay-i taht merkezlerini de yukarı Moğolistan’a taşımışlardı. M.Ö. 60’da I. Hun İç Savaşı patlak vermiş ve M.Ö. 53’de Zhizhi’nin iktidara gelmişti. Sürdüğü kardeşi Huhanye, Çin’in desteğiyle bir süre sonra Kuzey’e dönerek tahta geçerken, askeri üstünlüğüyle bilinen Zhizhi ise Batı’ya hareket etmiştir. Balkaş Gölü – Talas Nehri hattına kadar topraklarını genişleten ve Kangju devletini (Soğdiyana) kendine bağlayan Zhizhi, M.Ö. 36’da Çinliler tarafından kuşatılarak öldürüldü. Huhanye’den itibaren Çin’in “vasalı” konumunda kalan Hunlar, özellikle Şanyü Huduershi döneminde tekrar eski gücüne kavuşmuş ve Çin’e (Sonraki Han/Doğu Han: M.S. 25-206) karşı vasal statüsünü kaldırarak büyük bir tehdite dönüşmüştü. Lakin, M.S. 46’da veraset sırasından kaynaklanan yeni bir İç Savaş yaşanmış; karizmatik lider Punu Hun Şanyüsü olurken, esasında verasette daha önde gelen Bi güneye inerek taraftarlarının da desteğiyle kendini Şanyü ilan etmiş ve “tam vasal” statüsüyle Han’a bağlanmıştı. Bu dönemden itibaren Çin’in organizasyonu ile Kuzey Hunlarına karşı Doğu’da Xianbei (Siyenpi) ve Wuhuan’lar, Kuzey’de akraba Dingling’ler, Güney’de “kardeş” Güney Hunları, Tibetli Qiang’lar ve hatta kısa bir zaman önceye kadar vasalları olan Batı’daki Türkistan’ın vaha devletleri de dahil olmak üzere devasa bir ittifak oluşturuldu. M. S. 87’de Şanyü Youliu’nun, Siyenpiler tarafından öldürülerek derisinin yüzülmesi hadisesi, Hun tarihi için bir dönüm noktası ve yeni bir dönemin habercisi olacaktır. Bilhassa M. S. 89-91 senelerinde Doğu Tanrı Dağları, Moğolistan ve Altaylar’ın güney eteklerinde alınan ağır yenilgilerden sonra mağlup Kuzey Hun boyları 200.000’den fazla bir nüfus ile İli Vadisi, Yedi-su ve Doğu Kazakistan’a göç ederken boşalan Hun topraklarına ise Siyenpiler yerleşti. Kaynaklara göre Dou Xian’ın hibrid-ittifak ordularından kaçan bu Hunlar idari-geleneklerine göre “Yabgu” unvanı taşıyan bir devlet kurmuşlardır. Bu süreç kesin olarak Hunlar’ın Doğu Türkistan’ın batısından Hazar Denizi’nin kuzeyine uzanan bozkırlardaki yeni yayılma dönemi başlatmıştır. M.S. IV. yüzyılın ortalarında (M.S. 350-370) işte bu Hunların torunlarının önderliğinde farklı yönlere (Kuzey-batı ve Güney-batı) hareket eden aynı damara mensup iki grup; Avrupa, Batı Türkistan–Toharistan, İran ve Kuzey Hindistan’da tarihe yön verecek bir akışın baş aktörleri olacaklardır. Konumuzu oluşturan Batı Türkistan Hunları, muhtelif kaynaklarda Chionitae, Kermichion, Karmir Hyon, Alhon, Huna, Sveta Huna, Hyaona, Hyôn-Xiyon, Hon-k’–Kuşank, Kidarita, Hua-Yeda; Ephthalita, hep’t‘hal, H?vt?l, Haytal/Hetal – Türk gibi farklı isimlerle gözükmüşlerdir. Sosyo-kültürel gelenekleri ve inanç sistemleri hususunda Roma, Bizans, İran, Çin ve Hint kaynaklarından gelen sınırlı ve kısmen çelişkili bilgiler; onların kendi Hun-Türk bozkır geleneklerini net bir şekilde taşımakla beraber hakim oldukları coğrafyalardaki köklü yerleşik halklar ile bilhassa Kuzey Tibet göçebelerine mahsus hususiyetleri bünyelerinde barındırdıklarını göstermektedir. Dolayısıyla egemen oldukları coğrafyaların tarihsel ve kültürel gücüyle doğrudan ilişkili olarak kendilerini de mirasçıları olarak addettikleri Kuşanlar gibi kurdukları idarelerde senkretik bir yapının varlığı dikkatleri çekmektedir.
dc.identifier.doi10.53718/gttad.1198999
dc.identifier.endpage32
dc.identifier.issn2667-5366
dc.identifier.issue9en_US
dc.identifier.startpage19
dc.identifier.trdizinid1154317
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.53718/gttad.1198999
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1154317
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.11776/11993
dc.identifier.volume5
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.institutionauthorMızrak, Egemen Çağrı
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofGenel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectHun
dc.subjectTürkistan
dc.subjectGelenek
dc.subjectDin Hun (s)
dc.subjectTurkestan
dc.subjectTradition
dc.subjectReligion
dc.titleBATI TÜRKİSTAN HUNLARINDA GÖRÜLEN SOSYO-KÜLTÜREL GELENEKLER VE DİNLER (IV. – VII. YÜZYILLAR)
dc.typeArticle

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
11993.pdf
Boyut:
1.32 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Tam Metin / Full Text