Medinetu rivayetun lâ medinete fıkhin ve amelin mütevâris:Dirâsetun fî eser-i Enes İbn Mâlik radıyallahu anhu el-hadîsî ve'l-fakihî fî’l-Basra Fıkıh ve Amel-i Mütevâresin Olmadığı Bir Rivayet Şehri:Enes b. Malik’in (r.a) Basra’daki Hadis ve Fıkıh İl

dc.contributor.authorSnober, Ahmad
dc.date.accessioned2024-10-29T17:55:05Z
dc.date.available2024-10-29T17:55:05Z
dc.date.issued2020
dc.departmentTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi
dc.description.abstractBu çalışma hicrî birinci asrın ikinci yarısında Basra’da hadis ve fıkıh sahasındaki ilmî hareketliliği konu edinir. İlgili dönemde, orada yaşayan sahâbenin en meşhuru ve Hz. Peygamber’le en uzun süre birlikteliğe sahip olması hasebiyle, Enes b. Mâlik’in (r.a.) Basra’daki etkisi özel olarak ele alınır. Bu amaçla Enes b. Mâlik’le ilgili birçok rivayet tahlil edilir ve onun hem Basra’da hem de diğer şehirlerde yaşayan sahâbe ve tâbiûnla arasındaki ilmî ilişkileri üzerinde durulur. Çalışma mezkûr zaman diliminde Basra’da hadis faaliyetlerinin fazla, fıkıh faaliyetlerinin ise az olduğunun tezahürlerini gösterir. Enes’in öğrencileri üzerindeki etkisi; öğrencilerinin fakih mi yoksa muhaddis mi olduğu araştırılır. Enes’in tabiûnla ilişkileri, kendisine yapılan rihleler, başka şehirlerde yaşayan fakih tabiûnun ondan rivayeti, İbn Ebî Şeybe’nin Musannef’i çerçevesinde onun fıkhî şahsiyeti ve başka meseleler incelenir. Böylece onun fıkhî melekesinin İbn Abbas ve İbn Ömer’le aynı derecede olmadığı ve benzer şekilde Basra’nın sahabenin fakihlerinden tabiûnun fakihlerine nakledilen “amel-i mütevâres”e önem veren Medine ve Kufe gibi bir fıkıh şehri olmadığı sonucuna ulaşılır. Basra, müksirûndan olan sahabî Enes b. Malik sayesinde hadislerin rivayetine, yayılmasına ve onlarla amel edilmesine önem verilen bir şehirdi. Ancak bu hadislerin yayılması aynı dönemde Mekke’de İbn Abbas’ın faaliyetleri ile kıyaslanabilecek bir fıkhî faaliyeti de beraberinde getirmedi. Dolayısıyla Basra sahabe döneminde fıkıh ilmî açısından geri kalırken hadis sahasında hareketliydi. Bu nedenle ona fıkıh ve “amel-i mütevâres” değil rivayet şehri denilmesini hak etmektedir.
dc.identifier.doi10.47424/tasavvur.746770
dc.identifier.endpage1544
dc.identifier.issn2619-9130
dc.identifier.issue2en_US
dc.identifier.startpage1491
dc.identifier.trdizinid484503
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.47424/tasavvur.746770
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/484503
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.11776/13793
dc.identifier.volume6
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isoar
dc.relation.ispartofTasavvur - Tekirdağ İlahiyat Dergisi (Online)
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.titleMedinetu rivayetun lâ medinete fıkhin ve amelin mütevâris:Dirâsetun fî eser-i Enes İbn Mâlik radıyallahu anhu el-hadîsî ve'l-fakihî fî’l-Basra Fıkıh ve Amel-i Mütevâresin Olmadığı Bir Rivayet Şehri:Enes b. Malik’in (r.a) Basra’daki Hadis ve Fıkıh İl
dc.typeArticle

Dosyalar