Yazar "Yektar, Osman Nedim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aynî'nin Hadîs Alanında Babertî'ye Yönelttiği Bazı Eleştirilerin Değerlendirilmesi(2016) Yektar, Osman NedimHz. Peygamber'den sonra, sahâbe devri başladı. Bu dönemden itibaren hadisler, fıkıh, tefsir, akaid ve diğer İslâmî ilimler ile iç içe tabiûn nesline aktarıldı. Tabiûn dönemi, temel İslâm bilimlerinin temellerinin atıldığı adeta bir dönemi haline geldi. Hadisler kayıt altına alındı. Kûfe, Basra, Medine gibi İslâm fıkhının merkezleri oluştu. Hadis hâfızları ve fıkıh âlimleri yetişti. Hadis ve fıkıh, İslâm'ın temel ilimleri arasında yer aldı. Mezheplerin ortaya koyduğu kurallar, fıkıh ilmi ile ilgilidir. Hadisler ise, bu kuralları anlamaya yardımcı olurlar. Hanefi mezhebinin kuralları da fıkıhçılar tarafından kitaplara yazılmıştır. sonradan gelen âlimler bu kuralları şerh etmişlerdir. Aynî (ö. 855/1451) ve Babertî (ö. 786/1372) adeta halef-selef olarak Merğinânî (593/1199)'nin Hidâye isimli kitabını şerh etmişlerdir. Bu kitabı şerh ederlerken, içerisindeki hükümleri bazen hadisler ile açıklamışlardır. Aynî (ö. 855/1451), Babertî (ö. 786/1372)'den sonra yaşadığından onun eserini görme şansını elde etmiştir. Bu yüzden de Binâye isimli eserinde onun hadis ve fıkıh ile ilgili görüşlerini zaman zaman eleştirmiştir. Biz, bu çalışmamızda hadis alanıyla ilgili Aynî (ö. 855/1451)'nin Babertî (ö. 786/1372)'ye yönelttiği eleştirileri ele almaya çalıştık. Bu eleştiriler râvîlerin durumlarını, sened ile ilgili terimlerin kullanılmasını, hadis metinlerindeki ihtilâfları içermektedir. Bu tür eleştiriler incelendi. Aynî (ö. 855/1451) ve Babertî (ö. 786/1372)'nin işlenen konuyla ilgili görüşleri dikkate alınarak hadis ilmi açısından değerlendirmelerde bulunuldu.Öğe Cahiliye Döneminden Sonra Sahâbe Şiirinin Rolü(2015) Yektar, Osman NedimÖz: Sahâbe cahiliye dönemindeki şiirlerinde kötü yönleri ıslah etmişlerdir. Bu yüzden de tamamıyla şiire karşı değillerdir. Şiirleri, içerisindeki kelime- lerin anlamlarına göre değerlendirmişlerdir. İçerisinde kötü sözlerin bulunduğu şiirleri okumamışlar ve okunmasına engel olmuşlardır. Müslüman olmadan evvel şiir ile meşgul olan sahâbe bu özelliklerini İslâm yolunda cihat ederken veya farklı hayır yollarında kullanmışlardır. Hz. Peygamberin huzurunda ona biat ederken, savaşta, yardım talebinde bulunurken veya hüzünlendiklerinde ağızlarından günah bir söz çıkmadan şiir okumuşlardır.Öğe CAHİLİYE DÖNEMİNDEN SONRA SAHÂBE ŞİİRİNİN ROLÜ(Cumhuriyet Univ, Fac Theology, 2015) Yektar, Osman NedimÖz: Sahâbe cahiliye dönemindeki şiirlerinde kötü yönleri ıslah etmişlerdir. Bu yüzden de tamamıyla şiire karşı değillerdir. Şiirleri, içerisindeki kelimelerin anlamlarına göre değerlendirmişlerdir. İçerisinde kötü sözlerin bulunduğu şiirleri okumamışlar ve okunmasına engel olmuşlardır. Müslüman olmadan evvel şiir ile meşgul olan sahâbe bu özelliklerini İslâm yolunda cihat ederken veya farklı hayır yollarında kullanmışlardır. Hz. Peygamber’in huzurunda ona biat ederken, savaşta, yardım talebinde bulunurken veya hüzünlendiklerinde ağızlarından “günah” bir söz çıkmadan şiir okumuşlardır.Öğe Hadîs Rivayetleri ve Hz. Peygamber'in Şiire Bakışı(2016) Yektar, Osman NedimHz. Peygamber (s.a.s.), şiiri tamamen reddetmek yerine, yaşadığı toplumun gerçeklerini göz önüne alarak, topluma ait bir olgu olarak şiiri ıslâh etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahâbesinden şiir söylemelerini kendisi istemiştir. Bu şiirleri dinlemiştir. Onun şiir anlayışında şiir ile hikmet içiçedir. Şair sahâbîler ise, bu hikmetin arayıcılarıdır. Ayrıca bu tür şiirleri cihat vesilesi saymıştır. Hangi konularda şiir okunması gerektiği onun sünnetindeki uygulamalarla ortaya çıkmıştır. Şiirler Rasûlullah (s.a.s.) döneminde mescid, savaş, hastalık konularında okunmuştur. Hz. Peygamber, bunların kimisine sözlü, kimisine ikrar yoluyla onay vermiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in olumsuz tavır sergilediği şiirler de vardır. Bu şiirler, hikmetten uzaktır. Bunlar, içleri boş kafiye dizelerinden öteye geçemeyen şiirlerdir. Bu şiirler, irine benzetilmiştir. Bu konuda gelen iki farklı rivayet vardır. Her iki rivayeti sened ve metin yönünden zayıf bulanlar olduğu gibi, sahih kabul edenler de olmuştur.Öğe Hz. Peygamber'in Hadîslerinde Geçen -Biz- Vurgusu Bağlamında Toplumdaki Birleştiriciliği(2016) Yektar, Osman NedimHz. Peygamber hadislerinde yaptığı "biz" vurgusunu toplumsal bilinç haline getirmiştir. Sözde değil, özde oluşan bir bilinçtir. Bu sayede toplum îmân toplumu olarak aslına dönmüştür. Bunu "söz, fiil ve duygu" olarak anlatmaya çalışmıştır. Toplumun bütün seviyelerinin anlayabileceği ve onların tamamını kuşatıcı bir anlatımdır. Uygulamalarıyla da toplumsal birleşmeyi başarmıştır. Bu başarı günümüz asrına da ışık tutacak, şekilde bir başarıdırÖğe Hz. Peygamber’in Suçlar Hakkında Uyguladığı Temel Prensipler(Namık Kemal Üniversitesi, 2015) Yektar, Osman NedimHz. Peygamber’in suç hakkındaki uygulamalarına bakıldığında belirli ilkeler çerçevesinde hareket edildiği görülür. Bu ilkeler kendi içerisinde tutarlılık arz ettiği gibi birbirleriyle de uyum içerisinde bir bütünün parçaları gibidirler. Hz. Peygamber döneminde her suçun kendisine has unsurları, cezaları teker teker ortaya koyulmuştur. Bu hususlar sonradan gelecek ümmetine uygulamalı olarak öğretilmiştirÖğe The Prophet's Unification in Society in the Context of - We - in His Tradition(Cumhuriyet Univ, Fac Theology, 2016) Yektar, Osman NedimIn hadith of the Prophet his we has become an emphasis on social awareness. Not so-called, it is formed in a self-conscious. In this way, the original is returned to the community of faithcommunities. This words, actions and feelings as he tried to explain. Understood by all levels of society and it is a narrative encompassing their entire. It has managed to social cohesion in the application. This success also shed light on the present century is such a success.