Kliniğimizde takibi yapılan serviks kanserlerinin yönetimi ve sonuçları

Küçük Resim Yok

Tarih

2025

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Serviks kanseri dünyada en sık, Türkiye'de ise üçüncü en sık görülen jinekolojik malignitedir. Serviks kanserinde prognostik faktörler arasında; evre, histolojik tip, histolojik derece, tümör boyutu, derin stromal invazyon, lenfovasküler invazyon (LVSI), parametriyum tutulumu ve lenf nodu metastazı (LNM) yer alır. Ancak, hastalığın evresi en önemli prognostik faktördür. Çalışmamızda Haziran 2018 Mayıs 2023 tarihleri arasında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde serviks kanseri tanısı alan 59 hastanın klinik dosyaları retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya dahil edilme kriterlerine uygun olan hastaların dosyalarından uygulanan cerrahi prosedüredair veriler, klinikopatolojik bulgular, genel ve hastalıksız dönem sağ kalım bilgileri incelenmiş olup sağkalımı etkilediği bilinen evre,lenf nodu metaztazı,tümör markerları, ,tümörün histolojik tipi gibi prognostik faktörler değerlendirilmiştir. Ayrıca bu faktörlerin ve sağkalımın adjuvan ve neoadjuvan tedavi ile ilişkisi araştırılmıştır. Bu çalışmada 2018-2023 yılları arası kliniğimizde takibi ve tedavisi gerçekleştirilen serviks kanseri tanılı hastalar dahil edilmiştir.Hastalarımızda evre,pelvik ve paraaortik lenf modu tutulumu olması , ca19,9 yüksekliği,neoadjuvan kemoterapi,radyoterapi ve brakiterapi alan ve almayan hastaların sağkalım arasında istatistiksel anlamlı ilişki tespit edilmiştir.Tümör çapı,lenfovasküler inzvazyon,adjuvan kemoterapi adjuvan brakiterapi ve adjuvan radyoterapi tedavisi uygulanmasının sağkalım ve nüksle anlamlı ilişkisi saptanmamıştır.
Cervical cancer is the most common gynecological malignancy worldwide and the third most common in Turkey. Prognostic factors in cervical cancer include stage, histological type, histological grade, tumor size, depth of stromal invasion, lymphovascular invasion (LVSI), parametrial involvement, and lymph node metastasis (LNM). However, the stage of the disease is the most important prognostic factor. In our study, the clinical records of 59 patients diagnosed with cervical cancer at the Department of Obstetrics and Gynecology, Tekirdağ Namık Kemal University Hospital, between June 2018 and May 2023, were retrospectively reviewed. Data related to the surgical procedures performed, clinicopathological findings, overall survival, and disease-free survival information were examined from the files of patients who met the inclusion criteria. Prognostic factors known to affect survival, such as stage, lymph node metastasis, tumor markers, and histological type of the tumor, were evaluated. Additionally, the relationship between these factors and survival with adjuvant and neoadjuvant therapy was investigated. In this study, patients diagnosed with cervical cancer who were followed up and treated in our clinic between 2018 and 2023 were included. A statistically significant relationship was found between survival and factors such as stage, pelvic and para-aortic lymph node involvement, elevated CA19-9 levels, and whether patients received neoadjuvant chemotherapy, radiotherapy, and brachytherapy. However, no significant relationship was found between survival and recurrence with factors such as tumor size, lymphovascular invasion, and the application of adjuvant chemotherapy, adjuvant brachytherapy, and adjuvant radiotherapy.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye