Fen Bilimleri Enstitüsü Diğer Yayınlar Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Treatment of dairy industry wastewater by variations of coagulation-flocculation and ozonation(Yildiz Technical Univ, 2022) Güneş, Elçin; Güneş, Yalçın; Hanedar, Asude; Kaykıoğlu, Gül; Çelik, AslıIn this study, COD removal efficiencies were investigated in dairy industry wastewater by using variations of coagulation-flocculation and ozone oxidation in laboratory. Coagulationflocculation (CF), ozonation (O), ozonation following coagulation-flocculation (CF+O) and coagulation-flocculation following ozonation (O+CF) processes were applied to the wastewater. Optimum pH and optimum dosages were studied at various pH values and at various coagulant doses at room temperature (25oC). In ozone oxidation, wastewater was taken to ozonation reactor and ozone was given 1 g/hour dose and COD removal efficiencies were determined by taking samples in 15, 30, 45, 60, 90, 150, 210 and 240 minutes. Treatment performance of coagulation and flocculation and ozonation processes and their variations were evaluated by COD removal efficiencies. The optimum pHs for the Al2(SO4) 3 and FeCl3 were found as 7 and 6 respectively. The optimum dosages were 1200 mg/L for Al2(SO4) 3 and 500 mg/L for FeCl3. At optimum conditions, approximately 45% and 28% of COD were removed by using FeCl3 and Al2(SO4) 3 respectively. When only ozonation was applied, COD removal efficiency was determined as 20% at the end of 240 minutes. COD removal efficiency was 65% with the application of ozonation after coagulation-flocculation (CF+O). When the coagulation-flocculation process was applied after the ozonation process (O+CF), COD removal efficiency remained at 52%.Öğe Chemical industry wastewater treatment by coagulation combined with Fenton and photo-Fenton processes(Wiley, 2023) Metin, Seda; Çifci, Deniz İzlenBACKGROUND Chemical industry wastewater is challenging to treat because of the various chemicals they contain. In this study, the treatment of chemical industry wastewater, which produces a wide variety of chemical aids, such as foam control agents, and silicones used in the textile, food and cosmetics industries, by coagulation combined with Fenton or photo-Fenton oxidation processes was investigated. In coagulation studies, optimum pH and coagulant dose were determined with polyaluminum chloride (PAC), polyaluminum chloride hydroxide sulfate (PACS) and FeCl3 coagulants, while Fe2+, H2O2, pH and oxidation time were optimized in Fenton studies.RESULTS In the coagulation, higher wastewater treatment was achieved with PAC compared to PACS and FeCl3 coagulants, and 62.6% chemical oxygen demand (COD) and 44.3% total organic carbon (TOC) removal were obtained at 500 mg L-1 PAC and pH 8. In the coagulation and Fenton oxidation, 92.4% COD, 79.7% TOC, 99.8% turbidity, and 96.7% total soluble solids (TSS) were achieved. The application of photo-Fenton oxidation instead of Fenton oxidation did not cause a significant change in chemical industry wastewater. The cost of chemical industry wastewater treatment by coagulation and Fenton oxidation was calculated as $19.16 m(-3), and the cost per kilogram of CODremoved was determined as $2.89 kg(-1).CONCLUSION In chemical industry wastewater treatment, high TSS and turbidity removal can be achieved by coagulation with PAC, and the wastewater load subjected to Fenton oxidation can be reduced. Efficient wastewater treatment was provided by Fenton oxidation after coagulation. The application of the photo-Fenton oxidation process instead of Fenton oxidation did not show the expected effect. However, toxicity studies should be performed in treated wastewater using coagulation-Fenton oxidation processes in future studies.Öğe Derin Öğrenme Teknikleri Kullanılarak Sahte Yüz Fotoğrafı ve Videosu Sentezi(2021) Buluş, Ercan; Bahar, Mustafa SalihÇalışmadaki amaçla; bir kişinin gerçekte var olan kısa bir videosundan veya birkaç fotoğrafından bile, o kişinin yüz fotoğrafını içeren sahte videolar oluşturulabileceği kanıtlanmaktadır. Bu birkaç fotoğraf veya kısa bir video alınıp derin öğrenme teknikleriyle eğitilerek sahte fotoğraflar ve videolar oluşturulabilir. Sahte videolarda kişinin yüzüyle başka bir kişinin yüz değişimi uygulanabilir veya kişinin yüzüne yeniden canlandırma (hareketlendirme) yapılabilir. Yeniden canlandırmada ise kaynak bir kişinin yüzüne başka bir kişinin videosundaki yüz hareketleri uygulanabilir. Hatta StyleGAN gibi teknikler ile gerçek insan yüz fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf kümesi kullanılarak var olmayan insan fotoğrafları bile üretilebilir. Yaygın olarak Derin sahtelik (Deepfake) teknolojisi olarak bilinen bu teknikler, bu çalışmada yüzde kullanılan çeşitleri ve yapıları ile birlikte ele alınmıştır. Bu teknikler, eski dönemlerde yaşamış bilim adamlarının, ünlülerin var olan fotoğraflarına yeniden canlandırma yapılıp konuşturularak çocuklar için eğitim amaçlı kullanılabilir. Kuklacılıkta bu yöntem kullanılabilir. Oyuncuların (Aktörlerin-Aktrislerin) yerine sahnelerde, onların fotoğraflarıyla bilgisayarda yeniden canlandırma yapılabilir. Portreler canlandırılabilir (hareketlendirilebilir). Bu çalışmanın benzer araştırmalardan ayrıldığı nokta ise eğitim için kullanılacak olan verinin diğer çalışmalardaki verilerden daha az olması ve sahte video oluşturma çeşitlerinin, yapılarının birlikte ele alınmasıdır. Veri eğitimi için kullanılan materyal GPU ve veri seti olarak ise VoxCeleb veri seti, birkaç kısa video ve birkaç fotoğraftan oluşmaktadır. Kullanılan yöntem ise Çekişmeli üretici ağlar ve Otomatik kodlayıcılar gibi üretken ağlardır. Yapılan çalışma kullanılan video ve fotoğraflarda yüzün karşıya (öne) dönük veya hafif sağa ya da hafif sola dönük iken, yüz hareketinin belirli bir alanda sınırlı olduğunda ve yüzün yavaş hareket ettiğinde yapay zekayı daha iyi eğittiği ve bu eğitim verileri kullanılarak oluşturulan sahte videoların daha başarılı olduğunu göstermiştir.Öğe Trakya bölgesi canavar otlarının (Orobanche cumana Wallr.) ayçiçeğinin gelişimi üzerine bazı etkilerinin belirlenmesi(2019) Üder, Fatih; Demirbaş, SeferCanavar otu (Orobanche cumana Wallr.) parazit bitkisi fotosentez yeteneğinden yoksunolmasından dolayı ayçiçeği (Helianthus annuus L.) üretim alanlarında enfeksiyon seviyesinebağlı olarak ciddi verim kayıplarına neden olmaktadır. Bu çalışmada, canavar otuna dayanıklı(LG5582) ve duyarlı (Özdemirbey) ayçiçeği çeşitlerinin 2003-2016 yılları arasında Tekirdağ,Kırklareli ve Edirne illerinin ayçiçeği üretimi yapılan bazı tarlalarından toplanmış canavar otuenfeksiyonundan ne derecede etkilendikleri belirlenmiştir. Öncelikle, toplanan canavar otutohumlarının in vitro ortamda çimlenme kabiliyetleri belirlenmiştir. Sonrasında in vivo bitkiyetiştirme ortamında canavar otu fidelerinin toprak yüzeyine çıktığı gün ayçiçeği bitkilerindenörneklemeler yapılarak kök/gövde uzunluğu, kök/gövde yaş ağırlığı, kök/gövde kuru ağırlığı,spesifik yaprak alanı (SLA) ve canavar otu enfeksiyon seviyesi belirlenmiştir. Elde edilensonuçlara göre, duyarlı ayçiçeği çeşidinde en yüksek hasarın 2016 yılında toplanan canavarotu tohumlarından kaynaklandığı, 2003 yılında toplanan tohumlarının geçen süre zarfında halaçimlenebiliyor ve duyarlı ayçiçeği çeşidinde enfeksiyon yaratabiliyor olduğu, ayçiçeğibitkilerinin gelişimleri incelendiğinde enfeksiyon seviyesinde meydana gelen artışın kökuzunluğu, gövde yaş/kuru ağırlığında artışa SLA değerinde ise azalmaya neden olduğu.Ayçiçeği fidelerinin gövde uzunluğu ve kök yaş/kuru ağırlığında meydan gelen değişimlerinise enfeksiyon ile ilişkilendirilemeyeceğini saptanmıştır.Öğe Traktör şanzıman tasarım parametrelerinin belirlenmesi(2012) Akın, Engin; Akdemir, BahattinTraktörlerin dişli kutularına ait tasarım parametreleri ile ilgili çalışmaların fazla olmamasından dolayı, bu çalışmaya gerek duyulmuştur. Bu çalışmada orta segment tarım traktörü teknik özellikleri ve bilgisayar programı kullanılmıştır. Dişli kutusu tasarım parametreleri deney traktörü motor karakteristikleri ve traktör teknik özellikleri geometrik dizilim yöntemi, harmonik dizilim hesap yöntemi, geometrik ve harmonik hesap yöntemi ile orta segment tarım traktörünün çalışma hızları belirlenmiştir. Deney traktörünün dişli kutusu özellikleri ile mevcut dişli kutusu hızları hesaplanarak, tarım alet ve makinaları hız gereksinimlerine göre değerlendirilmiştir. Orta segment tarım traktörü dişli kutusunda yöntemlere uygun yapılan hesaplamalar doğrultusunda, konsept dişli kutusu tasarımı için ihtiyaç olan hız değerleri ortaya çıkmıştır. Araştırmada; mevcut orta segment tarım traktörüne ait veriler kullanılarak hesaplamalar yapılmıştır. Tarım traktörlerinde güç, her hız kademesinde en yüksek çeki kuvvet değerini vermesi ile sağlanmaktadır. Bunun için geometrik dizinin düzgün hızlanma, uzun motor ömrü, yüksek çalışma etkinliği sağladığından dolayı tercih edilmektedir. Ancak geometrik dizimde küçük devir sayısı aralıklarında basamak sayısı çok artmaktadır. Devir aralığını arttırmakla vites sayısı düşürülebilir ,bu da düşük devirlerde istenen gücü veremez ve yüksek devirlerde aşırı hız elde edilir ki bir tarım traktöründe ihtiyaç olunan düşük hız yüksek güç isteğini karşılamamaktadır. Tarım traktörü için 0-20 kmh-1 hız aralığı için geometrik dizilim, 20-30 kmh-1 hız aralığı harmonik dizilim için uygundur. Hız değerleri 12 hız kademesi 3 ana kademeye ayrılması ile tarım makineleri hız gereksinimlerini karşılayan bir vites kutusu elde edilmektedir. Sonuç olarak tarım traktörlerinde geometrik hesap yöntemi düşük aktarma oranlarında ve harmonik hesap yöntemi yüksek hızlara ulaşmak için ve aktarma oranlarının belirlenmesi için kullanılmaktadır. Geometrik ve harmonik hesap yönteminin birlikte kullanılarak yüksek vites sayılarında ihtiyaç olunan hızları tespit etmek için uygundur.Öğe Kentsel Mekânlarda Kalite Arayışı Çerçevesinde İnsan Odaklı Tasarım Yaklaşımı: Edirne Selimiye Camii ve Çevresi Örneği(2021) Negiş, Ayça; Kiper, Tuğba; Özyavuz, MuratHızlı kentleşme ile ortaya çıkan çevresel sorunların çözümünde yaşanılabilirlik, sürdürülebilirlik temalı birçok strateji geliştirilmiştir. Geliştirilen stratejilerin temelinde de doğa ve insan öncelikli kalite arayışları yer almış olup, yaşam kalitesi, mekân kalitesi gibi kavramlar ön plana çıkmıştır. Bu kapsamda çalışma “Kentsel dış mekânlara yönelik tasarım kararlarının geliştirilmesinde, mekân kalitesi önemli bir etkendir” hipotezi üzerine kurgulanmıştır. Bu amaçla; Edirne İli Selimiye Camii ve yakın çevresinin fiziksel mekân kalitesine yönelik tasarım kararları geliştirilmiştir. Çalışma doğrultusunda; literatür bilgileri ve arazi gözlemleri çerçevesinde konfor-imaj odaklı mekânsal kalite parametreleri geliştirilmiştir. Belirlenen parametreler doğrultusunda; ulaşım durumu, yapı-fonksiyon durumu, yeşil alan durumu, doluluk boşluk durumu, kat yükseklikleri, kentsel imgeler, korunan alanlar ve tescilli yapı durumuna ilişkin haritalar oluşturulmuştur. Çalışma sonucunda; analizlerden elde edilen bulgular kapsamında alana ilişkin güçlü ve zayıf yönler saptanarak, mekân kalitesini geliştirecek çeşitli tasarım kararları öngörülmüştür.Öğe Organize sanayi bölgesine ait atıksu arıtma tesisinde ECAM modellemesiyle karbon emisyonu değerlendirmesi(2021) Mıstıklar, Cansu; Meriç, SüreyyaGünümüzde, iklim değişikliğine etkisi olan faktörlerden biri de atıksu arıtma tesisleridir. Atıksu arıtma tesislerinde meydana gelen temel sera gazı emisyonları; karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve nitröz oksit (N2O)’dir. Sera gazı emisyonu, atıksu arıtma tesisindeki işletme prosesi, elektrik tüketimi, çamur arıtımı, bertaraf için taşıma gibi faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Tekirdağ’da bulunan karışık atıksuların arıtıldığı bir Organize Sanayi Bölgesine ait atıksu arıtma tesisinde oluşan sera gazı emisyonlarının (CO2, CH4, N2O) tahmin edilmesi ve sera gazı emisyonu optimizasyonu yapılmasıdır. Bu çalışmada, sera gazı emisyon hesabı için WaCCliM’in alt organizasyonu olan ECAM web tool programı kullanılmıştır. Çalışma iki bölümde incelenmiş olup, farklı aylardaki sera gazı emisyonu tahminleri yapılmış ve sonuçları karşılaştırılmıştır. Atıksu debisinin artması ve yük miktarının değişkenliği sonucunda en yüksek emisyon 226.573 kgCO2eşdeğer/ay ile Aralık ayında oluşmuştur. Yaz aylarındaki sera gazı emisyon sonuçlarına göre en yüksek emisyon 195.174 kgCO2eşdeğer/ay ile Temmuz ayında oluşmuştur. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre arıtma tesislerindeki emisyon kaynağının çoğunluğu elektrik enerjisi tüketimi ve çamur yönetiminden kaynaklandığı görülmüştür. Emisyonların minimize edilmesi için yenilenebilir enerji kaynak kullanımının arttırılması ve çamur bertarafının azaltılması sağlanmalıdır.Öğe Siyah Alaca Süt Sığırlarında Mevsim ve Laktasyon Sırasının Sütün Bileşimi ve Kalitesine Etkisi(Univ Namik Kemal, 2021) Önal, Ahmet Refik; Özkan, Mahmut; Tuna, Yahya TuncayThe aim of this study was to determine the Somatic Cell Count of raw milk which obtained from Holstein-Frisian dairy cow milk and determine the effects of season and lactation number on the composition and quality of raw milk. Milk samples were collected monthly during one year from 30 Holstein-Frisian dairy cow. The fresh milk samples were collected in 250 ml flasks and delivered to laboratory at a temperature of 4 degrees C cold chain and analyzed. The fat, protein, lactose, dry matter rate and Somatic Cell Count of raw milk samples were automatically performed with Bentley Merkim Nexgen Series Model 1 device. While no significant differences were found in % fat, % protein, % dry matter and average daily milk according to lactation number (p>0.05), The differences determined in %lactose and SCC (p<0.01) were significant. The highest SCC content of raw milk was observed in the 4th lactation (928.30 +/- 117.93) and lowest in 1st lactation (356.47 +/- 50.55). According to the seasons the SCC observed from highest to lowest were in winter 1003.88 +/- 83.53, in spring 877.63 +/- 97.43, in autumn 575.81 +/- 63.97 and in summer 212.36 +/- 17.94. Negative correlation coefficients observed between SCC and daily milk yield of all lactations, however the correlation coefficient in first lactation was not significant different from 0. The study indicated, that were negative relationships between SCC and daily milk yield, except in first lactation and summer. It has been observed that all groups of SCC are above the threshold value specified in the Turkish Food Codex Raw Milk notification, except 1st lactation and the summer.Öğe Relationship Between Production Characteristics and Proportion of Body Measurements of Holstein Cows(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2021) Önal, Ahmet Refik; Dama, Ersin; Tuna, Yahya TuncayThe objective of this study was to determine Holstein Cattle body measurements using digital imagingDIPM methods. The ratios were calculated by dividing each measurement by another and the relationship between the ratios and the output characteristics were evaluated. For this reason, the body measurements of the 198 heads of Holstein cattle breed dairy cows were calculated by the Set Object Video System (SOVS) process. The ratios were calculated by dividing each body measurement to another then the relationship between these ratios and the characteristics including the daily average milk yield (DAMY), the number of inseminations per calving (NIPC), the age at insemination (AFI) and the age at first calving (AFC) were evaluated. The relationship between DAMY, NIPC, AFI, AFC and body measurements were; withers height (WH), back height (BH), rump height (RH), pin bone height (PBH) ), chest depth (CD), body length (BL), trunk length (TL), body area (BA) and body perimeter (BP) was low, negative and not statistical significantly (p>0.05). The highest R-2 measured for DAMY by WH (0.389 (p<0.01), for NIPC by BA (0.344 (p<0.05)), for AFI by BP (0.266 (p<0.05)) and for AFC by BP (0.249 (p<0.05)) used in multiple regression equations. It can be stated that the use of DIPM is more convenient than TM for the body measurement of milking cows. The estimated power of regression equations for estimating milk and reproductive output, such as DAMY, NIPC, AFI and AFC, were low for Holstein cattle breeding cows.Öğe Chemical Compositions and Antioxidant Activities of the Essential Oils of Some Medicinal and Aromatic Plants(2016) Soycan Önenç, Sibel; Açıkgöz, Zümrüt; Kırkpınar, Figen; Küme, Tuncay; Şeremet Tuğalay, Çiğdem; Bayraktar, Özer HakanBu çalışma yem ve gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılan bazı uçucu yağların kimyasal kompozisyonlarının ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Tarçın, kimyon, defne, nane, kekik, biberiye ve adaçayı uçucu yağlarının başlıca bileşenleri sırasıyla cinnamaldehyde propilene glycol acetat (%41.50), cuminaldehyde (%44.01), 1,8 cineole (%39.55), (+) pullegon (%67.80), carvacrol (%59.03), 1,8 cineole (%30.12) ve (+) camphor (%17.15)'dur. Bu uçucu yağların antioksidan aktivitelerinde önemli düzeyde farklılıklar bulunmuştur (P<0.01). DPPH yöntemine göre en yüksek antioksidan aktiviteyi defne uçucu yağı (%79.00) göstermiştir. Bunu, kimyon (%75.98), kekik (%75.81), nane (%69.49), ada çayı (%69.01), tarçın (%68.83) ve biberiye (%63.88) uçucu yağları izlemiştir. Sonuç olarak, bazı tıbbi ve aromatik bitkilerden elde edilen uçucu yağların DPPH serbest radikal yakalama aktivitelerinin Vitamin E ve Trolox'dan önemli düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0.01)Öğe İş Tatmininin Örgütsel Bağlılığa Olan Etkisi: Kooperatif İşletmeler Örneği(2016) Er Ülker, Funda; Özdemir, GülenBu çalışmanın amacı; kooperatiflerde çalışan işgörenlerin iş tatmin düzeylerinin ve örgütlerine olan bağlılıklarının belirlenmesidir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda, kooperatiflerde insan faktörü daha çok ortaklar üzerinden değerlendirilmiş, çalışanlar açısından herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Günümüzde rekabetin bir parçası olarak diğer işletmelerle yarışmak zorunda olan kooperatiflerde insan faktörünün, çalışanlar açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Çalışmanın örneklemini, Tekirdağ ilindeki Tarım Kredi Kooperatifleri çalışanları oluşturmaktadır. Anket yoluyla 140 kooperatif çalışanından elde edilen veriler, "SPSS 15.0 for Windows" paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde çalışanların örgütsel bağlılık düzeylerinin, iş tatmin düzeylerinden olumlu yönde etkilendiği, iş tatminine ilişkin bulguların yüksek oranda memnuniyet yönünde olduğu ve çalışanların örgütlerine karşı devam bağlılığı hissetmekle birlikte, duygusal bir bağlılık hissetmedikleri sonuçlarına ulaşılmıştırÖğe Treatment of Dyehouse Effluents Using Sequential Combinations of Electrochemical Oxidation, Membrane Separation, and Activated Sludge(Wiley, 2014) Tunçal, Tolga; Kaygusuz, TolgaReducing water demand in textile sector is one of the important environmental concerns. In this study, individual and combined effects of selected operational parameters on a full-scale electrochemical oxidation (ECO) process treating dyehouse effluent were investigated experimentally. Combinations of variables including current density, wastewater pH, and conductivity resulting in maximum color removal efficiency were determined using the Box-Behnken design method. In addition to color removal, variations in wastewater organic composition before and after ECO were also examined critically. Removal and/or generation of 22 polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs) before and after ECO were investigated under variable operational conditions. Treatability of ECO effluent using conventional activated sludge process was investigated by both full-scale monitoring studies and batch-scale nitrification tests. Toxicity impact of raw, ozonized, and electrochemically treated wastewaters on nitrifiers were also determined and compared. Water reuse and salt recovery alternatives were assessed by full-scale tests in a pilot plant which is composed of nanofiltration (NF), reverse osmosis (RO), and activated sludge processes. Advantages and disadvantages of applying ECO process as a pretreatment prior to membrane-based or biological methods were critically evaluated. The average flux values of NF and RO membranes without ECO were 39 +/- 2 and 19.5 +/- 1 L m(-2) h(-1), respectively. The average flux values of NF and RO membranes without ECO were 39 +/- 2 and 19.5 +/- 1 L m(-2) h(-1), respectively. The permeability of the membranes for raw dyehouse effluent (without ECO) were estimated to be 6.0 +/- 11 and 0.73 +/- 0.6 L m(-2) h(-1) bar(-1) Another important observation was formation of some PAHs including naphthalene, acenaphtylene, anthracene, benzo(a)anthracene, and benzo(g,h,i)perylene as a function of operational conditions maintained in ECO process. (c) 2013 American Institute of Chemical Engineers Environ Prog, 33: 472-481, 2014Öğe The Morphological and Behavioral Analysis of Geographically Separated Rammeihippus turcicus (Orthoptera: Acrididae: Gomphocerinae) Populations: Data Result in Taxonomical Conflict(Oxford Univ Press Inc, 2014) Şirin, Deniz; Mol, Abbas; Akyıldız, GürkanRammeihippus Woznessenskij, 1996 (Orthoptera: Acrididae: Gomphocerinae) is a genus represented by two species. Rammeihippus turcicus (Ramme, 1939) is the only known species of the genus from Anatolia. As for most of the Gomphocerinae species in Anatolia, all populations of the species are intermittently distributed at high altitudes. In this study, three populations of Rammeihippus turcicus were studied for the first time to determine the song and mating behavior. Males of the species produce typical calling song for Gomphocerinae and complex courtship songs and mating behavior. Thus, an accurate taxonomy requires extensive material and different character sources. In this study, the Anatolian Rammeihippus was re-examined on the basis of qualitative and morphometric morphology, male songs, and behavioral characteristics. There was no agreement between the results of the song and morphology. Acoustic analysis suggested one species and patchy distribution in the area, whereas morphology pointed out that each population was a different taxonomical unit. The results of the study show that the aberrant morphology does not necessarily indicate a new species in the Gomphocerinae genus.Öğe The sensitivity of Aspergillus niger and Fusarium oxysporum f. sp. cepae to fungistasis in onion-growing soils(2009) Özer, Nuray; Koç, M.; Der, B.Twenty-seven soil samples were collected from the onion (Allium cepa L.) fields of Tekirdag province, Turkey. These samples were investigated for the sensi-tivity of Aspergillus niger V. Tieghem (AN) and Fusarium oxysporum Schlechtend.: Fr. f. sp. cepae (H. N. Hans.) W. C. Snyder H. N. Hans (FOC), known as the causal agents of black mould and basal rot of onion, respectively, to soil fungistasis. Fungistasis was evaluated using two methods: inhibition of pathogen spore germination by volatile compounds from the soil and determination of the antagonistic fungal population of soil samples. Volatile compounds in twelve of the soil samples strongly (>70%) inhibited spore germination of only AN. Inhibition rates of volatile compounds were not correlated with physical and chemical characters of the soils. Fungi isolated from soil samples were evaluated for their antagonism to both pathogens using dual cultures. The population of species causing over 70% inhibition of radial growth on pathogens was calculated in soil samples. The presence of both volatile compounds inhibiting spore germination of AN and populations of fungi antagonistic for AN and FOC were observed in six of the soil samples. The possible effects of two fungistatic mechanisms in soils on disease development by these pathogens are discussed.Öğe Treatment with Melatonin Enhances the Embryo Quality and the Development of Vitrified/warmed Eight Cell Mouse Embryos by Solid Surface Vitrification (SSV)(NLM (Medline), 2020) Çağlar, Kübra; Kocabay, A.; Taşkın, Ali Cihan; Arat, SezenBACKGROUND: Melatonin is an endocrine hormone secreted from the pineal gland located outside the blood-brain barrier. OBJECTIVE: In this study, in vitro propagated eight-cell mouse embryos were vitrified by the Solid Surface Vitrification (SSV) method and after thawing, their in vitro development and embryo qualities in melatonin added media were investigated. METHODS: Pronuclear stage embryos obtained from super ovulated B6CBAF1/J strain mice, were cultured until the eight-cell stage. Then these eight-cell embryos were vitrified by the SSV method and after thawing, cultured in melatonin added media at 37°C and 5 %CO2 conditions until the blastocyst stage. RESULT: In the experimental period, in vitro embryo development rates of the control, SSV and +10-12 M melatonin groups were observed as 97%, 86% and 93%, respectively. CONCLUSION: Our results indicated that melatonin addition slightly increased the development rates and total cell numbers of embryos vitrified by the SSV method.Öğe THE SENSITIVITY OF ASPERGILLUS NIGER AND FUSARIUM OXYSPORUM f. sp CEPAE TO FUNGISTASIS IN ONION-GROWING SOILS(Springer, 2009) Özer, Nuray; Koç, M.; Der, B.Twenty-seven soil samples were collected from the onion (Allium cepa L.) fields of Tekirdag province, Turkey. These samples were investigated for the sensitivity of Aspergillus niger V. Tieghem (AN) and Fusarium oxysporum Schlechtend.: Fr. f. sp. cepae (H. N. Hans.) W C. Snyder H. N. Hans (FOC), known as the causal agents of black Mould and basal rot of onion, respectively, to soil fungistasis. Fungistasis was evaluated using two methods: inhibition of pathogen spore germination by volatile compounds from the sod and determination of the antagonistic fungal Population of soil samples. Volatile compounds in twelve of the sod samples strongly (>70%) inhibited spore germination of only AN. Inhibition rates of volatile compounds were not correlated with physical and chemical characters of the soils. Fungi isolated from soil samples were evaluated for their antagonism to both pathogens using dual cultures. The population of species causing over 70% inhibition of radial growth on pathogens was calculated in soil samples. The presence of both volatile compounds inhibiting spore germination of AN and populations of fungi antagonistic for AN and FOC were observed in six of the soil samples. The possible effects of two fungistatic mechanisms in soils on disease development by these pathogens are discussed.Öğe Determination of wild plant species of Brassicaceae family in Turkish Thrace(2016) Gıdık, Betül; Önemli, Fadul; Cabi, EvrenBrassicaceae (Cruciferae), ekonomik açıdan önemi olan, endüstriyel yağlı tohumlar, baharat bitkileri, sebzeler ve bazı yem bitkilerini bulunduran önemli bir familyadır. Bu çalışmanın amacı, Trakya Bölgesi doğal florasında bulunan,Brassicaceae familyasına ait yabani türleri belirlemektir. Bu çalışmada, Brassicaceae familyasında yer alan yabani türler, Trakya Bölgesi'nde bulunan 20 farklı lokasyondan, 6-7 mayıs 2013 tarihlerinde, 17,2°C ile 21,5°C arasında değişen sıcaklıklarda toplanmıştır. Toprak özellikleri birbirlerinden farklı olan lokasyonların, deniz seviyesindenyükseklikleri 6 m ile 518 m arasında değişmiştir. AL-Shehbaz tarafından hazırlanan online anahtarları kullanılarak taksonlar belirlenmiştir.Öğe Parlak Brom (Bromus catharticus Vahl.) Hatlarının Ot Verimi ve Bazı Morfolojik Özelliklerinin Belirlenmesi(Namik Kemal University - Agricultural Faculty, 2021) Bato, E.; Nizam, İlker; Tuna, M.The aim of this research was to determine the forage yield performance and some morphological characteristics of nine different prairie grass (Bromus catharticus Vahl.) line in the conditions of Tekirdag and Edirne. The experiments was carried out in randomized complete block design with three replications at the experimental areas of Field Crops Department of Agricultural Faculty of Tekirdag Namik Kemal University and Directorate of Trakya Agricultural Research Institute in 2015-2016 years. Morphological characters such as main stem lenght, main stem thickness, internode lenght, main stem node number, flag leaf width and lenght with hay and fresh yield were investigated in the study. Differences among lenght of main stem, thickness of main stem, internode lenght, node number of main stem, lenght of flag leaf, width of flag leaf, fresh and hay yields of the prairie grass lines were found to be statistically very significant. The lenght of main stem varied between 72.57-99.05 cm in Tekirdag location and 94.36-111.73 cm in Edirne location. The thickness of the main stem varied between 1.58-2.33 mm in Tekirdag location and 2.57-4.52 mm in Edirne location. Internode lenght varied between 9.95-13.26 cm in Tekirdag location and 14.09-22.30 cm in Edirne location. The node number of main stem varied between 3.93-4.67 in Tekirdag location and 3.47-4.60 in Edirne location. Lenght of flag leaf varied between 23.76-26.40 cm in Tekirdag location and 17.46-26.40 cm in Edirne location. Width of flag leaf varied between 4.93-8.90 mm in Tekirdag location and 2.84-4.85 mm in Edirne location. Fresh yield of linesvaried between 2.208,57-3.521,27 kg da-1 in Tekirdag 2.567,73-4.032,06 kg da-1 in Edirne conditions. Hay yield of lines varied between 638.89-956.07 kg da-1 in the conditions of Tekirdag, and 739.24-1.075,44 kg da-1 in the conditions of Edirne. The highest fresh and hay yield was determined from 197848 line in Edirne location and from 217583 and 197848 lines in the location of Tekirdag where the research was conducted. Based on the results of this study, prairie grass lines 197848 and 217583 can be suggested for cultivation in the Thrace part of Turkey. © Bu calisma Tekirdag Namik Kemal Universitesi tarafindan Creative Commons Lisansi.Öğe TREATMENT WITH MELATONIN ENHANCES THE EMBRYO QUALITY AND THE DEVELOPMENT OF VITRIFIED/WARMED EIGHT CELL MOUSE EMBRYOS BY SOLID SURFACE VITRIFICATION (SSV)(Cryo Letters, 2020) Çağlar, Kübra; Kocabay, Ahmet; Taşkın, Ali Cihan; Arat, SezenBACKGROUND: Melatonin is an endocrine hormone secreted from the pineal gland located outside the blood-brain barrier. OBJECTIVE: In this study, in vitro propagated eight-cell mouse embryos were vitrified by the Solid Surface Vitrification (SSV) method and after thawing, their in vitro development and embryo qualities in melatonin added media were investigated. METHODS: Pronuclear stage embryos obtained from super ovulated B6CBAF1/J strain mice, were cultured until the eight-cell stage. Then these eight-cell embryos were vitrified by the SSV method and after thawing, cultured in melatonin added media at 37 degrees C and 5 %CO2 conditions until the blastocyst stage. RESULT: In the experimental period, in vitro embryo development rates of the control, SSV and +10(-12) M melatonin groups were observed as 97%, 86% and 93%, respectively. CONCLUSION: Our results indicated that melatonin addition slightly increased the development rates and total cell numbers of embryos vitrified by the SSV method.