Yazar "Varol, Gamze" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2023 ŞUBAT DEPREMLERİNDE TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ ve HALK SAĞLIĞI KOLU DENEYİMİ(2023) Varol, GamzeTu?rkiye, deprem kuşağındadır ve iklim değişikliği ile bağlantılı olarak c?ok sayıda olag?andıs?ı duruma ac?ık bir u?lkedir. Hekimlerin örgütlü sesi ve meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu alandaki bilgi ve deneyimini, 6-20 Şubat depremleri ardından depremin ilk günden 6. ayın sonuna dek organize ve koordine olarak sürdürmüştür. TTB Merkez Konseyi ve Halk Sağlığı Kolu, bu alanda çalışan diğer kol ve organlarıyla beraber sag?lık meslek o?rgu?tu? olmanın sorumlulug?uyla ve sağlıklı olmanın en temel insanlık hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşamanın Anayasal bir hak olması üzerinden çalışmalarına başlamıştır. TTB ülkemizde yas?anan olag?andıs?ı durumlarda başta hızlı deg?erlendirme yapmak olmak üzere sag?lık hizmetlerinin iyiles?tirilmesi, bu koşullarda hizmet veren sağlık emekçilerin güvenli barınma ve çalışma ortamlarının yaratılmasına yönelik yo?nelik o?nerilerde ve giris?imlerde bulunmayı geçmişten gelen bilgi birikimi ve deneyimi ile temel go?revlerinden biri olarak belirlemis?tir. Sahadaki görünür varlığını ve bu alandaki olumlu çalışmalarını daha organize ve koordineli olarak 6-20 Şubat depremleri deneyimleri ışığında geliştirerek sürdürmelidir.Öğe COVID-19 PANDEMİSİNDE URUGUAY VE SAĞLIK SİSTEMİ(2022) Varol, GamzeCOVID-19 pandemisi, dünya genelinde ülkelerin siyasi ve ekonomik istikrarını etkileyecek boyutta bir kaos yaratmıştır. Bu ülkelerden biri de Uruguay’dır. Bu derlemede henüz devam eden pandemi sürecinde Uruguay sağlık sistemini açıklamak, yapılan uygulamaları ve yaşananları özetlemek amaçlanmıştır. Buna göre çalkantılı bir siyasi geçmişe sahip Uruguay’ın sağlık sistemi de süreçten etkilenmiştir. Günümüzde yüksek gelir düzeyine sahip ülkeler arasında yer alan Uruguay, temsili demokrasi ile yönetilmektedir. Ülkede 2004 yılındaki seçimlerin ardından 2005 yılında topluma sağlık hakkı üzerinden kapsayıcı bir sağlık hizmeti sunmayı garanti etmek amacıyla sağlıkta reform uygulamalarına başlandı. Reform sonrası sağlık hizmetlerindeki değişim ve dönüşüm COVID-19 Pandemisi yönetiminde görece kolaylıklara sağladı. Ancak, Uruguay’da da salgın yönetiminde ekonomik kaygıların ağır basması nedeniyle bilimsel karar verme yöntemlerinin kullanılmaması ve yapısal önlemlerin yeterince alınamaması ile aşılamada geç kalınması nedeniyle Aralık 2020’den bu yana vakaların hızla arttığı, ağır sosyal ve ekonomik bedeller ödendiği görülmektedir. Ülkede aşılanma ile birlikte aktif vaka ve ölüm sayılarında azalma kaydedilmesine karşın, salgının etkisi hala sürmektedir.Öğe Dermatological Aspect of Labial Fusion: a Prospective Study(2019) Erfan, Gamze; Varol, Gamze; Yeşildağ, EbruAim:Labial fusion is a common condition in prepubertal girls and has several complications. Some dermatological conditions were reported as etiologic factor for this disease. The aim of this study is to evaluate the etiological factors of labial fusion in children through a dermatologic view and to compare the socio-demographic, and environmental data of patients with healthy children.Materials and Methods:In this cross sectional prospective study,23 patients with labial fusion and 49 age-sex matched healthy subjects were questioned and examined from dermatological aspect and assessed by aquestionnaireResults:In the control group; 35 % of mothers graduated from university. In children with labial fusion 35% and 26% of mothers graduated from primary school and university, respectively. The atopic family history and history of atopic diseases of patients were higher in labial fusion group when compared with healthy controls. (p<0.001, p <0.001) There were complaints of pre-erythematous lesions with a mean of 1.26±1.32 (median: 1.00) weeks before labial fusion in 60.9% (n:14) of patients with labial fusion. The alcohol based baby wipes usage was higher in group with labial fusion (p = 0.035).Conclusion:Labial fusion can be diagnosed in children of mothers with lower grade education, with family and personal atopic history and diseases, and frequent usage of alcohol based baby wipes. Also erythema in genital area could need follow-up in first month of visit for prevention or early diagnosis of labial fusion.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Mezuniyet Sonrasına Yönelik Mesleki Kaygıları ve Etkileyen Faktörler(2020) Temel, Münire; Çelikkalp, Ülfiye; Bilgiç, Şebnem; Varol, GamzeAmaç: Bu araştırma hemşirelik öğrencilerinin mesleki kaygılarını ve mesleki kaygıları etkileyen faktörleri belirlemekamacıyla yapıldı.Yöntem: Araştırma Şubat-Nisan 2017 tarihlerinde bir devlet üniversitesi sağlık yüksekokulunda yürütüldü. Veriler hemşirelikbölümünde okuyan 230 öğrenciden toplandı. Veri toplamada öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri, mesleği tercih etmeve sürdürme isteği ve mesleki kaygılara yönelik soruları içeren anket formu kullanıldı.Bulgular: Öğrencilerin en fazla kaygılı olduğu ilk üç konu mesleğine bağlı bir hastalığa yakalanmak (%77), toplumdamesleğine yönelik saygının yeterli olmaması (%77) ve lisans mezunu olmayan hemşirelerle aynı statüde değerlendirilmekti(%74). Öğrencilerin en az kaygı duyduğu konular ise istediği kurumda iş bulamamak (%6.5), bakım verdiği bireylerle (%3)ve sağlık ekibiyle (%4.3) etkin iletişim kuramamaktı. Kadın öğrencilerde, hemşireliği isteyerek seçmeyen öğrencilerde vemezuniyet sonrası hemşire olarak çalışmak istemeyen öğrencilerde bazı mesleki kaygılar daha fazlaydı.Sonuç: Öğrencilerin çalışan güvenliği ve mesleki statü başta olmak üzere mesleklerine yönelik çeşitli kaygılarıbulunmaktadır. Bu sonuçlara dayalı olarak öncelikle öğrencilerin klinik eğitimleri kapsamında iş güvenliği önlemlerininarttırılması gerekmektedir. Öğrencilerin eğitim hayatları süresince hemşireliği sevmeleri ve benimsemelerine de önemverilmelidir. Ayrıca hemşireliğin profesyonel bir meslek olarak kabul görmesi ve saygınlığının artması yönünde hemşirelerin,hemşirelik okullarının ve hemşirelik hizmeti veren kurumların iyi örnekler sunmalarına, birlik olarak hareket etmelerineihtiyaç bulunmaktadır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların hemşirelik okullarının eğitim planlamalarına yol göstereceği veöğrencilerin çalışma hayatına daha iyi hazırlanmalarına yardımcı olacağı düşünülmektedir.Öğe Medical Education in the Era of Advancing Technology(2023) Tokuç, Burcu; Varol, GamzeTechnology is developing rapidly and affecting the field of medicine in two main areas- medical education and health care. As a rapidly evolving field with the need and ability to constantly incorporate newer technologies, medical education must be able to prepare future doctors as per changing trends in practice patterns, the role of medicine in disease diagnosis and treatment, and innovations, and advances in medical science. In this article, we discuss the various digital learning tools introduced into medical education, as well as their advantages and disadvantages. We also try to understand how the shift to artificial intelligence may affect medical education and practice and how we can make technology efficient without losing the human dimension in doctor-patient relationships.Öğe Medical Education in the Era of Advancing Technology(Galenos Publ House, 2023) Tokuc, Burcu; Varol, GamzeTechnology is developing rapidly and affecting the field of medicine in two main areas-medical education and health care. As a rapidly evolving field with the need and ability to constantly incorporate newer technologies, medical education must be able to prepare future doctors as per changing trends in practice patterns, the role of medicine in disease diagnosis and treatment, and innovations, and advances in medical science. In this article, we discuss the various digital learning tools introduced into medical education, as well as their advantages and disadvantages. We also try to understand how the shift to artificial intelligence may affect medical education and practice and how we can make technology efficient without losing the human dimension in doctor-patient relationships.Öğe NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEK OKULU, SAĞLIK YÜKSEK OKULU 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNDE DENTAL ANKSİYETE DÜZEYİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ(Namık Kemal Üniversitesi, 2018) Ayaz, Emel; Varol, GamzeAmaç: Diş hekimi ve diş tedavilerinden korku toplumda yaygın görülen bir durumdur. Bu çalışmanın amacı Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu (SHMYO) Sağlık Yüksek Okulu (SYO) 1. Sınıf öğrencilerinde dental anksiyete düzeyi, süreklilik ve durumluluk kaygı düzeyi, kıyaslanması ve etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Materyal ve Metot: Kesitsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini SHMYO/SYO 1. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır (N=362). Çalışmada 319 öğrenciye ulaşılmıştır (%88). Araştırmaya katılmaya gönüllü olan öğrencilere üç soru formu uygulanmıştır. Araştırmada Dental Anksiyete Skoru, Sürekli ve Anlık Anksiyete skorları, Ölçek skorlarının birbirleri ile ilişkisi ve elde edilen ölçek skorlarının kimi bağımsız değişkenlere göre değişimi incelenmiş ve tahmini anksiyete prevalans hızları elde edilmiştir. Bulgular: Çalışma sonucunda DMAS ile cinsiyetler arasında anlamlı bir ilişki vardır (p=0.001). Kadınların MDAS’sı erkeklerden daha yüksektir. Diş fırçalama sıklığı ile MDAS arasında bir ilişki yoktur (p=0,253).. Diş hekimine gitme sıklığı ile MDAS arasında ilişki vardır (p=0,003). Aile ve arkadaşların tavsiyeleri kişilerin seçimini belirgin bir şekilde etkilemektedir. MDAS değeri ile TXI ve TXII değerleri arasında bakılan pearson korelasyon analizinde TXI ile MDAS değerleri arasında negatif korelasyon bulunmuş olup istatistiksel olarak anlamsızdır (r=-0,087). Yeterli anlamlılığa erişmemiştir. MDAS TXII değerleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı olmayan pozitif korelasyon bulunmuştur (r=0,054). Sonuç: Kadınların dental kaygıları erkeklerden daha yüksektir. Bu durum toplumda yaygın olan ataerkil anlayış nedeniyle erkeklerin kadınlara göre kendilerini daha zayıf gösterebilecek duygu durumları açıkça ifade edememelerinden kaynaklanabilir. Bu sonuçlar ışığında dental anksiyetenin sosyodemografik özelliklerden ve kişinin durumluluk-süreklilik anksiyetesinden de bağımsız olduğu kanısına varılmıştır.Öğe The Effect of Ambient Air Pollution on Office, Home, and 24-Hour Ambulatory Blood Pressure Measurements(Oxford Univ Press, 2023) Ulusoy, Sukru; Ozkan, Gulsum; Varol, Gamze; Erdem, Yunus; Derici, Ulver; Yilmaz, Rahmi; Muge Deger, SerpilBackground Air pollution has recently been linked to a number of cardiovascular diseases, particularly hypertension (HT). In our study, we aimed to evaluate the association between air pollution and blood pressure (BP) and compare the relationship of BP measurement results obtained using different methods (office, home, and 24-hour ambulatory BP monitoring [ABPM]). Methods This retrospective nested panel study performed with prospective Cappadocia cohort data investigated the relationships between particulate matter (PM) 10 and sulfur dioxide (SO2) and concurrent home, office, and 24-hour ABPM data at each control performed over a 2-year period. Results A total of 327 patients in the Cappadocia cohort were included in this study. On the day of office blood pressure measurement, there was an increase of 1.36 mm Hg in systolic BP and 1.18 mm Hg in diastolic BP for every 10 mu m/m(3) rise in SO2 values. A mean 3-day 10 mu m/m(3) increase in SO2 was linked to an increase of 1.60 mm Hg in systolic BP and 1.33 mm Hg in diastolic BP. A 10 mu m/m(3) rise in mean SO2 on the day of 24-hour ABPM measurement was found to be associated with an increase of 1.3 mm Hg in systolic BP and 0.8 mm Hg in diastolic BP. SO2 and PM 10 had no effect on home measurements. Conclusion In conclusion, increased SO2 levels, during winter months in particular, can be associated with an elevation in office BP values. Our study findings show that air pollution in the setting in which BP is measured may be associated with the results.Öğe The role of serum Pro- and Anti-inflammatory cytokines as potential diagnostic markers for psoriasis(2020) Erdal, Berna; Albayrak, Hülya; Aydın Kurç, Mine; Varol, Gamze; Yanık, Mehmet Emin; Erfan, Gamze; Gülen, DumrulAim: Cytokines secreted by T helper cell subgroups are considered to play chief roles in the complex pathobiology of psoriasis.Herein, we aimed to reveal the effects of anti- and pro-inflammatory cytokines on the pathobiology of psoriasis disease and thecorrelation of these cytokines with severity of psoriasis.Materials and Methods: Thirty-seven individuals diagnosed with psoriasis and 37 healthy control subjects were enrolled for thestudy. The levels of Tumor necrosis factor alpha (TNF?), Soluble CD40 ligand (sCD40L), Interferon gamma (IFN?) and Interleukin (IL)1?, IL4, IL6, IL10, IL17F, IL17A, IL21, IL22, IL23, IL25, IL31, IL33 were determined by the Luminex method.Results: The IL6, IFN?, TNF?, sCD40L, IL17F, IL17A, IL23, IL25, and IL31 levels were found to be markedly advanced in individualswith psoriasis in contrast to the control group (p=0.003, p=0.02, p<0.001, p=0.02, p=0.03, p=0.003, p=0.04, p=0.04, and p<0.001,respectively). No significant interrelation was found between the serum cytokine levels and severity of psoriasis (p>0.05).Conclusion: IFN?, IL6, TNF?, sCD40L, IL17F, IL17A, IL23, IL31, IL25 and inflammatory markers were markedly advanced in patients withpsoriasis, strongly supporting the notion that these cytokines are involved in the pathobiology of psoriasis disease. In conclusion,findings of the present study suggest that understanding of the functions of these cytokines in the complex pathogenesis of psoriasisdisease is of great interest for the future therapeutic intervention.Öğe Uruguay and Health System in the Covid-19 Pandemic(Turkish Medical Association, 2022) Varol, GamzeThe COVID-19 pandemic led to a global chaos in such dimensions to affect political and economic stability in many countries. Uruguay is one of these countries. This compilation seeks to describe the healthcare system in Uruguay and summarize practices and experiences in the process of pandemic which is still going on. Already having her turbulent political past, the healthcare system in Uruguay is affected by the process. Today Uruguay is one of the high-income group countries in the world with her regime as representative democracy. Following the elections of 2004, health reforms were given start in 2005 to guarantee the provision of comprehensive health services to population on the basis of the principle of right to health. Change and transformation taking place with these reforms relatively eased the burden of managing the COVID-19 Pandemic. However, it is observed that cases have been rapidly increasing since December 2020 with accompanying heavy social and economic costs. The situation is explained by such causes as economic concerns that affect many decisions in pandemic management and resultant defects in decision-making on scientific grounds, failure in adopting some structural measures and delays in vaccination. The impact of the pandemic still persists despite decreases in the number of active cases and disease-related deaths. © 2022, Turkish Medical Association. All rights reserved.Öğe Vulvovajinal Kandidiyazis: Risk Faktörleri ve İnfeksiyon Etkenlerinin Dağılımı(2024) Malak, Arzu; Kurç, Mine Aydın; Gülen, Dumrul; Kaya, Ayşe Demet; Taşdemir, Nicel; Varol, GamzeAmaç: Dünyada yaygın görülen, milyonlarca kadının hayatını etkileyen ve anormal vajinal akıntının sık nedenlerinden olan vulvovajinal kandidiyazis (VVC)’in en önemli etkeni günümüze kadar Candida albicans iken, son yıllarda Non-albicans Candida (NAC) türlerinin sıklığı artmıştır. VVC’ da, birçok risk faktörünün de infeksiyon gelişimi ve tekrarlamasını etkilediği belirlenmiştir. Bu çalışmada; anormal vajinal akıntı yakınması olan hastalarda VVC sıklığı ve etkenlerinin belirlenerek, infeksiyon ile ilişkili risk faktörlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Anormal vajinal akıntı şikayeti olan 87 hastaya, sosyo-demografik özellikleri ve risk faktörleri olarak tanımlanan bağımsız değişkenleri içeren 26 soruluk anket uygulanmıştır. Toplanan vajinal sürüntü örneklerinin kültür ve mikroskopik incelemesi yapılarak, izolatlar klasik ve biyokimyasal testle identifiye edilmiştir. Bulgular: Hastaların %18,4’ünde Candida cinsi mantar üremesi saptanırken, gebelerde bu oran %60 olarak bulunmuştur. İnfeksiyon etkeni olarak izole edilen Candida’lardan %43,7 C. albicans, %37,5 C. glabrata, %12,5 C. krusei ve %6,3 C. parapsilosis olarak tanımlanmıştır. Hastaların %68,7’i tekrarlayan infeksiyon geçirdiğini bildirmiştir. Çalışmada VVC üremesini etkileyen tek faktör gebelik olarak saptanmış (p=0,041); VVC’i etkilemesi beklenen diğer bağımsız faktörler arasında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç: Çalışmamız; VVC etiyolojisinde NAC türlerinin öneminin arttığını ve saptanan yüksek rekürrens oranları ile ilişkili olabileceğini göstermektedir. Bu bulgu VVC hastalarında ve özellikle de çalışmamızda risk faktörü olarak saptanmış gebelik döneminde, etkenlerin tür düzeyinde tanımlanmasının ve olası risk faktörlerinin bilinerek, kontrol altında tutulmasının önemini ortaya koymaktadır.