Yazar "Önal, Ahmet Refik" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Determination of design parameters of dairy cattle foot bath with ozonated water system(Parlar Scientific Publications, 2021) Gönülol, Erkan; Sivri, Göksel Tırpancı; Durgut, Mehmet Recai; Önal, Ahmet RefikOzon is one of the most widely used antibacterial agent playing a vital role in disinfection pro-cesses. Since the maintenance of a healthy environment which requires cleaning and disinfection is obligated, the livestock production industry has to own an effective disinfection method. Ozone is proved as an effective and environment-friendly reagent compared to alternatives disinfectants for several years. The aim of this paper is to consider the biosecurity of the livestock industry while mainly focusing on foot bathing as a routine control to protect animals against several diseases. This investigation was performed in order to determine the design parameters of the footbath with ozonated water in cattle farms an ozonated water application system was developed. The concentration of ozone in water, foot exposure time, time for preparation of ozonated water, and the effect of ozone on microorganisms were founded as the design parameters. The experimental work presented here delivers one of the first investigations into how ozonated water systems might be beneficial in the foot bathing process. © 2021 Parlar Scientific Publications. All rights reserved.Öğe Edirne İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Yapısal Özellikleri(Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, 2008) Önal, Ahmet Refik; Özder, MuhittinBu araştırma Edirne ili ve ilçelerindeki Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine kayıtlı işletmelerden şansa bağlı olarak seçilen 57 işletme sahibiyle bire bir görüşülerek gerçekleştirilmiştir. İşletmeler Edirne ili merkez ve ilçelerinden seçilmiştir, böylece ilin gerçek durumuna yakın sonuçlar hedeflenmiştir. Anket soruları işletme sahiplerinin eğitim seviyeleri, genel yapıları, mevcut hayvancılık durumları, yetiştiricilik uygulamaları, hedef ve beklentileri, mevcut barınak ve ekipmanların durumu, üretmiş oldukları ürünlerin pazarlanması ve dağıtımı konularını içermektedir. Araştırma sonucunda; Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine kayıtlı üyelerin tümünün okur yazar olduğu, işletme sahiplerinden %47,4’ünün geçim sağlamak amacı ile kalanının ise ek gelir sağlamak amacıyla süt sığırcılığı yaptığı belirlendi. İşletmelerin %96.5’inde işletme sahiplerinin kendileri ile aile fertlerinin çalıştığı, işletmelerin %33.3’ünde ortalama 21-30 baş hayvan bulunduğu tespit edildi. İşletmelerin %98.2’sinin yerleşim yerinin içinde olduğu, %96.5’i bağlı ve %3.6’sı serbest durak tipli işletmelerden oluştuğu saptandı. İşletmelerin tümünde sağımın sağım makineleriyle yapıldığı ve %89.5’inde ortalama inek başına elde edilen sütün günlük ortalama 20-25 litre olduğu tespit edildi.Öğe Genetic and Non-Genetic Parameter Estimates for Growth Traits in Turkish Merino Lambs(Medwell Online, 2009) Özder, Muhittin; Sezenler, Tamer; Önal, Ahmet Refik; Ceyhan, AyhanGenetic and non-genetic influences on the body weights of 8429 Turkish Merino lambs sired by 292 rams over 1992-2006 were evaluated. Traits analyzed were Birth Weight (BW), 3 Months Weight (3 MW), 6 Months Weight (6 MW), 12 Months Weight (12 MW), Pre-weaning Daily Gain (PRDG) and Post-weaning Daily Gain (PSDG). REML estimates of variance and covariance components were obtained by using animal models in which the fixed effects of year of lambing, sex, birth type and age of dam and random animal direct and the maternal genetic effects were included. Average weights were 4.31 +/- 0.02, 32.4 +/- 0.36 45.1 +/- 0.43, 53.4 +/- 0.55 kg; 315 +/- 4 and 76 +/- 2 g for BW, 3 MW, 6 MW, 12 MW, PRDG and PSDG, respectively. All environmental factors were statistically significant, except age of dam for PSDG. Estimates of direct and maternal heritabilities were 0.14, 0.16; 0.29, 0.03; 0.31, 0.05; 0.38,0.09; 0.29, 0.03 and 0.49, 0.10 for BW, 3 MW, 6 MW, 12 MW, PRDG and PSDG, respectively. Genetic and phenotypic correlations among traits were statistically significant and favorable. In general, heritability estimates are moderate and hence, genetic progress can be achieved through mass selection.Öğe Görüntü işleme teknolojisinden yararlanarak sığır ve mandalarda morfometrik parametrelerin tahmininde kullanılan farklı metotların karşılaştırılması(Namık Kemal Üniversitesi, 2011) Önal, Ahmet RefikBu çalışmada, Görüntü İşleme Metotları (GİM) kullanılarak Boz Irk Sığır ve Anadolu Mandalarına ilişkin vücut ölçülerinden cidago yüksekliği (CY), sırt yüksekliği (SY), sağrı yüksekliği (SGY), oturak yumru yüksekliği (OYY), göğüs derinliği (GD), vücut uzunluğu (VU), gövde uzunluğu (GU), sağrı genişliği (SGG), oturak yumru genişliği (OYG), vücut alanı (VA) ve vücut çevresinin (VÇ) belirlenme olanakları araştırılmıştır. Bu amaçla, Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde yerli gen kaynaklarının korunması kapsamında koruma altına alınan ve farklı yaş guruplarında 82 baş Boz Irk Sığır ve 98 baş Anadolu Mandasına ilişkin vücut ölçüleri klasik metot (KM) ve altı farklı görüntü işleme metodu; Sabit Skala Fotoğraf (SSF), Sabit Nesne Fotoğraf (SNF), Lazer Pointer Fotoğraf (LPF), Sabit Skala Video (SSV), Sabit Nesne Video (SNV) ve Lazer Pointer Video (LPV) ile belirlenerek metotlar karşılaştırılmıştır. Araştırmada ayrıca her bir tür ve yaş gurubuna ilişkin görüntülerden elde edilen VA ve VÇ kullanılarak regresyon denklemleri oluşturulmuş ve Canlı Ağırlık (CA) tahmininde kullanılmıştır. Her bir türe ilişkin CY, SY, SGY ve OYY'nin belirlenmesinde GİM'nın klasik ölçüm metotlarına alternatif olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte VU ve GU gibi ölçülerin GİM ile belirlenmesinde ise GİM'ının tahmin gücünün daha düşük olduğu belirlenmiştir. VA kullanılarak CA'ın tahmin edilebileceği belirlenmiştir. Vücut Çevresi özelliğinin CA tahmininde kullanılmasında ise tahmin gücünün düşük olduğu belirlenmiştir. Araştırmamızda, Boz Irk Sığır ve Anadolu Mandalarının vücut ölçülerinin (özellikle CY, SY, SGY ve OYY) saptanmasında tüm GİM'nın KM yerine kullanılabileceği belirlenmiştir. GİM'nın kendi içerisindeki tahmin güçlerine baktığımızda ise; SSV, SNV ve LPV metotlarının diğer GİM'na göre daha sapmasız sonuçlar verdiği görülmüştür.Öğe Relationship Between Production Characteristics and Proportion of Body Measurements of Holstein Cows(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2021) Önal, Ahmet Refik; Dama, Ersin; Tuna, Yahya TuncayThe objective of this study was to determine Holstein Cattle body measurements using digital imagingDIPM methods. The ratios were calculated by dividing each measurement by another and the relationship between the ratios and the output characteristics were evaluated. For this reason, the body measurements of the 198 heads of Holstein cattle breed dairy cows were calculated by the Set Object Video System (SOVS) process. The ratios were calculated by dividing each body measurement to another then the relationship between these ratios and the characteristics including the daily average milk yield (DAMY), the number of inseminations per calving (NIPC), the age at insemination (AFI) and the age at first calving (AFC) were evaluated. The relationship between DAMY, NIPC, AFI, AFC and body measurements were; withers height (WH), back height (BH), rump height (RH), pin bone height (PBH) ), chest depth (CD), body length (BL), trunk length (TL), body area (BA) and body perimeter (BP) was low, negative and not statistical significantly (p>0.05). The highest R-2 measured for DAMY by WH (0.389 (p<0.01), for NIPC by BA (0.344 (p<0.05)), for AFI by BP (0.266 (p<0.05)) and for AFC by BP (0.249 (p<0.05)) used in multiple regression equations. It can be stated that the use of DIPM is more convenient than TM for the body measurement of milking cows. The estimated power of regression equations for estimating milk and reproductive output, such as DAMY, NIPC, AFI and AFC, were low for Holstein cattle breeding cows.Öğe Siyah Alaca Süt Sığırlarında Mevsim ve Laktasyon Sırasının Sütün Bileşimi ve Kalitesine Etkisi(Univ Namik Kemal, 2021) Önal, Ahmet Refik; Özkan, Mahmut; Tuna, Yahya TuncayThe aim of this study was to determine the Somatic Cell Count of raw milk which obtained from Holstein-Frisian dairy cow milk and determine the effects of season and lactation number on the composition and quality of raw milk. Milk samples were collected monthly during one year from 30 Holstein-Frisian dairy cow. The fresh milk samples were collected in 250 ml flasks and delivered to laboratory at a temperature of 4 degrees C cold chain and analyzed. The fat, protein, lactose, dry matter rate and Somatic Cell Count of raw milk samples were automatically performed with Bentley Merkim Nexgen Series Model 1 device. While no significant differences were found in % fat, % protein, % dry matter and average daily milk according to lactation number (p>0.05), The differences determined in %lactose and SCC (p<0.01) were significant. The highest SCC content of raw milk was observed in the 4th lactation (928.30 +/- 117.93) and lowest in 1st lactation (356.47 +/- 50.55). According to the seasons the SCC observed from highest to lowest were in winter 1003.88 +/- 83.53, in spring 877.63 +/- 97.43, in autumn 575.81 +/- 63.97 and in summer 212.36 +/- 17.94. Negative correlation coefficients observed between SCC and daily milk yield of all lactations, however the correlation coefficient in first lactation was not significant different from 0. The study indicated, that were negative relationships between SCC and daily milk yield, except in first lactation and summer. It has been observed that all groups of SCC are above the threshold value specified in the Turkish Food Codex Raw Milk notification, except 1st lactation and the summer.Öğe SÜT SIĞIRCILIĞI İŞLETMELERİNDE İŞLETME İÇİ KİRLİLİK VE TOPALLIK SKORU İLE SÜT VERİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ(2024) Önal, Ahmet Refik; Aydın, RıdvanBu çalışmada ahır içi kirlilik durumu ile süt sığırlarında topallık arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu amaçla, Balıkesir ilinde, 3000 baş kapasiteli modern süt sığırcılığı işletmesinde bulunan 778 baş Siyah Alaca sığırlarının topallık skorlaması, vücut kirlilik puanlaması 4 verim grubuna ayrılarak tespit edilmiş, ahır kirliliği, gezinti alan kirliliği ve sağım yolu kayganlığının topallığa olan etkisi araştırılmıştır. Ahır kirliliği, yataklık kirliliği ile gezinti alan kirliliği puanı sıyırıcıların düzenli çalışmasından dolayı 0 (temiz) puan, zemin kayganlığı ise yürüme yolunun kauçuk yataklık olmasından dolayı 0 (mükemmel) puan olarak tespit edilmiştir. Yapılan istatistik analizler sonucunda, 7 günlük süt veriminin topallıkla olan ilişkisinde, sadece 1. verim grubuyla istatistiki açıdan fark tespit edilmiştir (P<0,05). Sağılan gün sayısının topallık (1. ve 2. Verim grubu) ve kirlilik skorlarıyla olan ilişkisi arasında istatistiki açıdan önemli bulunmuştur (P<0,01; P<0,05; P<0,01). Çalışmada, laktasyon sayısının topallık skoru ile 305 günlük süt verimi arasında tüm verim gruplarında istatistik farklılık olmadığı, kirlilik skoru ile 305 günlük süt verimi arasında tüm verim gruplarında istatistik farklılık olmadığı tespit edilmiş (P>0,05). Çalışmada barınak iç koşullarının topallık üzerinde önemli etkisi bulunduğu tespit edilmiştir. Barınak iç koşullarından yataklık kirlilik durumu, gezinti alanlarındaki dışkı durumu, yetersiz havalandırma ve sağım yollarının kaygan olması gibi etkenler sürü içerisindeki topal hayvan sayısını etkilemektedir.Öğe Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu(Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, 2010) İşcan, Ufuk; Özder, Muhittin; Önal, Ahmet RefikBu çalışmada Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin (TDSYB) Tekirdağ ilindeki büyükbaş hayvancılık işletmelerine yıllar itibariyle sağlamış olduğu katkılar incelenmiştir. Ayrıca ildeki mevcut durum üye ve üye olmayan işletmeler arasında bir karşılaştırma yapılarak, Türkiye geneli ile kıyaslanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda soy kütüğüne kayıtlı işletme ve sığır sayısının hızlı bir şekilde yükseldiği, ayrıca soy kütüğü işletmelerinde işletme başına düşen ortalama sığır sayısının da yıllar itibariyle artış gösterdiği saptanmıştır.Öğe Tekirdağ İli Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Buzağı Ölümlerinin Araştırılması(2024) Önal, Ahmet Refik; Macit, OnurSığırcılık işletmelerinde buzağıların yaşama gücü oranı, işletmedeki buzağı ölümleri hakkında bilgi vermekte olup bir işletmede belli bir döneme kadar yaşayan buzağı sayısının canlı doğan buzağı sayısına bölünmesiyle elde edilmektedir. Yeni doğan buzağıların sağlığını ve yaşama gücünü ırk, besleme, iklim, hastalıklar, barınak, hijyen, doğum tipi, cinsiyet gibi unsurlar etkilemektedir. Tekirdağ ilinde süt sığırcılığı işletmelerinde buzağı ölümleri ile ilgili yapılan bu çalışma, şansa bağlı seçilen 207 adet süt sığırcılığı işletmesinden yüz yüze yapılan anket yolu ile toplanan veriler değerlendirilerek yapılmıştır. Ankette işletmelerin yapısal özellikleri ve işletme içi uygulamalara değinilerek işletmelerin buzağı bakım, besleme ve ölümleri incelenmiştir. İşletmelerde yetiştirilen toplam hayvan sayılarının %15.9’u 0-5 baş, %26.6’sı 6-10 baş, %31.4’ü 11-20 baş, %18.4’ü 21-30 baş, %7.7’si ise 31 ve üzeri baş olarak tespit edilmiştir. İşletme sahiplerinin %71.5’i ilkokul, %14’ü ortaokul, %12.1’i lise, %2.4’ü üniversite mezunu olduğu belirlenmiştir. İşletmelerde gebe hayvanlara septisemi aşısı yaptırma oranı %45.9, doğumdan sonra buzağılara septisemi serumu uygulama oranı %69.1 olarak tespit edilmiştir. Buzağı ölüm oranı %5 olan işletmelerin oranı %33.8, ölen buzağıların %48.3 oranında 1-7 gün arasında yaşam süresi bulunduğu, %18.2 oranında ise ölen buzağıların annesi olan ineğin başka buzağılarının da öldüğü saptanmıştır. Buzağı ölümlerinde ishalin önemli bir yer tuttuğu belirlenmiş olup prebiyotik ve probiyotik kullanımının arttırılması, bakım, besleme, hijyen ve koruyucu sağlık uygulamaları olan aşılamalara daha fazla özen gösterilmesi ile ölüm oranlarının azaltılabileceği söylenebilir. Buzağı kaybı olarak nitelendirilebilecek diğer bir konu ise servis periyodunun uzun olmasıdır. Doğumdan sonra tekrar gebe kalma arasındaki geçen süre olan servis periyodunun uzaması, farklı nedenler sonucu ortaya çıkmaktadır. Servis periyodunun optimum sürelere indirilmesinin ise işletmelerde; teknik personel istihdamı, tekniğine uygun bakım ve besleme uygulamaları, kızgınlık tespit uygulamaları ve gözlem sürelerinin arttırılması, yeterli sayı ve nitelikte personel istihdamı ve suni tohumlama tekniği uygulamalarına bağlı olmaktadır. Yapılan bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, süt sığırcılığı alanında faaliyet gösteren işletmelerin buzağı ölüm oranlarını azaltıcı tedbirler almaları ve kayıt tutma ile bu oranları düzenli olarak takip ve kontrol etmeleri gerektiği sonucunu ortaya çıkarmıştır.Öğe Trakya’da Özel Bir Süt İşleme Tesisi Tarafından Değerlendirilen Çiğ Sütlerin Somatik Hücre Sayısı ve Bazı Bileşenlerinin Tespiti(Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, 2007) Özder, Muhittin; Önal, Ahmet RefikBu çalışmada Trakya bölgesinde üretilen çiğ sütlerin gıda güvenliğine ilişkin standartlara uygun biçimde üretilip üretilmediğinin ölçütü olan tank sütü somatik hücre sayısının belirlenmesi amaçlanmış olup, ayrıca sütlerin kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri de incelenmiştir. Bu amaçla; Edirne ilinden 18, Tekirdağ ilinden 10 ve Kırklareli ilinden 8 adet olmak üzere süt toplama tanklarından toplam 36 çiğ süt örneği alınmıştır. Çiğ süt örneklerinin yağ, yağsız kuru madde (YKM), protein, tank sütü somatik hücre sayısı (TSSHS) ve toplam bakteri sayıları (TBS); Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli için sırasıyla %3.70, 3.60, 3.76; % 8.34, 8.50, 8.39; % 3.05, 3.09, 3.05; 308.555 26.510 (LogTSSHS 5.459 0.04 ad./ml), 350.200 53.627 (LogTSSHS 5.500 0.06 ad./ml), 254.500 37.645 SHS/ml (LogTSSHS 5.370 0.06 ad./ml); 479.481 1.777 (LogTBS 5.630 0.05 cfu/ml), 435.716 91.194 (LogTBS 5.523 0.12 cfu/ml), 446.958 81.515 ad/ml (LogTBS 5.602 0.08 cfu/ml) olarak bulunmuştur. Yapılan çalışmada; LogTSSHS ile sütlerin yağ, YKM, protein, ve, LogTBS arasındaki fenotipik korelasyon katsayıları ise sırasıyla 0.036, 0.251, 0.421, 0.219 olarak bulunmuş olup LogTSSHS ile protein arasındaki korelasyon katsayısı yapılan istatistiki değerlendirme sonucunda önemli bulunmuştur (p<0.05).