Nuriyev, Tehran2024-10-292024-10-2920202619-9130https://doi.org/10.47424/tasavvur.697216https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/483766https://hdl.handle.net/20.500.11776/13792İmâmet mevzuu, Şîa’yı diğer Müslüman grup olan Ehl-i Sünnet’ten ayıran en önemli meseledir. Şîa, imâmeti itikadi bir mesele olarak görmüş ve “Üsûlu’d-Din”den (dinin temel prensipleri) kabul etmiştir. Onlara göre ilahi kararla tayin olunan ismet sahibi oniki imam/halife vardır. Bu imamların ilki Ali b. Ebî Tâlib’dir (ö. 40/661) ve sonraki imamlar da onun soyundandır. İmâmeti nübüvvetin devamı olarak kabul eden Şîa, bu konuya oldukça önem vermiş ve görüşlerini desteklemek için ayet ve hadislerden deliller getirmiştir. Buna karşın Ehl-i Sünnet, Kur’an’da ve sünnet’te halifenin tayin edilmesi ile ilgili açık bir delilin olmadığını savunmuş ve Şîa’nın iddialarını kabul etmemiştir. Bu çalışmada öncelikle Şîa’nın ve Ehl-i Sünnet’in imâmet anlayışı incelenmiş, Şîa’nın imâmetle olduğunu iddia ettiği bir kısım ayetler, ilk dönem muteber Şiî müfessirlerinden kabul edilen Kummî’nin (ö. 307/919) ve Ehl-i Sünnet’in önemli müfessirlerinden İbn Kesîr’in (ö. 774/1373) tefsirleri çerçevesinde değerlendirilmiştir.tr10.47424/tasavvur.697216info:eu-repo/semantics/openAccessŞîa ve Ehl-i Sünnet’e Göre İmâmet (Kummî ve İbn Kesîr Tefsirleri Çerçevesinde)Article62577610483766