Tilbe, AliTilbe, Fethiye2017-06-072017-06-072015https://hdl.handle.net/20.500.11776/1423Reşat Enis Aygen (1909-1984), Maxim Gorki tarafından çerçevesi çizilen Toplumcu gerçekçilik ve doğalcı yazın akımlarının, Türkiye’nin erken Cumhuriyet dönemindeki önemli temsilcilerinden birisidir. Kapitalist sistem içinde yoksul ve ezilen toplumsal sınıfların yaşamda kalma savaşımlarını, Emile Zola, Orhan Kemal gibi keskin bir gözlem gücüyle en çarpıcı biçimde yapıtlarına taşıyan Aygen, Nazım Hikmet’in ‘Türk edebiyatının temel taşı’ olarak tanımladığı Afrodit Buhurdanında Bir Kadın (1937) adlı romanında, bir Anadolu kadınının çalışma yaşamında karşılaştığı zorlukları, özellikle de uğradığı cinsel ve bedensel saldırıları, genel anlamda da işçi sınıfının durumunu toplumcu gerçekçilik penceresinden doğalcı bir tutumla betimlemeye çalışır. Dönemin toplumsal yapısını, acımasız ve baskıcı sömürü düzeni ile baskın dünya görüşünü belli bir diyalektik içinde yansıtan yazar, yaşadığı dönemdeki tanıklıklarını, çarpıcı bir biçimde yapıtına taşımayı dener. Roman, amcasının yanından öksüz büyüyen, Yıldız adında bir kadının ibretlik ve acıklı kurgusal yaşamöyküsü aracılığıyla, yine onun bakış açısından döneme tutulan bir ayna gibidir. Her ne kadar sanatsal kurgu açısından kimi noksanlıklar söz konusu olsa da, roman dönemin çalışma ilişkilerini yansıtması açısından önemli bir inceleme nesnesidir. Biz bu çalışmada, Afrodit Buhurdanında Bir Kadın’ı, Lucien Goldmann’ın Oluşumşal Yapısalcılık adını verdiği Marksçı yazın/roman toplumbilimi yöntemiyle çözümlemeyi amaçlıyoruz. Anlama ve Açıklama aşamalarından oluşan bu yöntem, metni, bir yandan yapısalcı bir yaklaşımla çözümlerken, bir yandan da incelemeye tarihsel ve toplumsal bir boyut eklemler.In the Early Turkish Republican period, Reşat Enis Aygen (1909-1984) was one of the most influential representatives of socialist realism and naturalist literature, outlined by Maxim Gorki. Aygen’s works represent the struggle for life of the poor and oppressed class with a keen observation in the way that Emile Zola and Orhan Kemal do in their works. In his novel Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, (1937) which is described as a cornerstone of Turkish Literature by Nazım Hikmet, Aygen depicts the hardships that a working Anatolian woman faces, such as sexual assault. Aygen is in a struggle to convey conditions of the working class through his realistic view with a naturalist approach. Reflecting social structure of the period and oppressive system of exploitation and dominant worldview, Aygen strikingly conveys his novel by bearing witness to his time. His novel mirrors the period at the hands of his fictional character Yıldız, who has been brought up by her uncle as an orphan. Although there is some incompleteness as far as the artistic fiction is concerned in the novel, it is a noteworthy work in terms of reflecting the working conditions of the period. In this study, it is aimed to analyse Afrodit Buhurdanında Bir Kadın by Marxist fiction/novel sociology approach, which is called Genetic Structuralism by Lucien Goldmann. Composed of comprehension and explanation, this approach analyses the text with a structuralist view while it articulates the historical and social aspects.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessReşat Enis AygenYazın/Roman ToplumbilimiYansıtma KuramıÇalışma İlişkileriKadınKapitalizmGoldmannOluşumsal YapısalcılıkMarksçı YazınFiction/Novel SociologyReflection TheoryLabour RelationsWomenCapitalismGenetic StructuralismMarxist FictionREŞAT ENİS AYGEN’İN AFRODİT BUHURDANINDA BİR KADIN ADLI ROMANINDA ÇALIŞMA İLİŞKİLERİ: YAZIN TOPLUMBİLİMSEL OLUŞUMSAL YAPISALCI BİR İNCELEMELABOUR RELATIONS IN REŞAT ENIS AYGEN’S NOVEL “AFRODIT BUHURDANINDA BIR KADIN”: A LITERARY SOCIOLOGICAL GENETIC STRUCTURAL ANALYSISArticle35187216