Çetin, Kamile2024-10-292024-10-2920242147-088Xhttps://doi.org/10.20304/humanitas.1427888https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1229191https://hdl.handle.net/20.500.11776/12863Melâmet yolu, her şeyden önce kötülüklerini sergileyip iyiliklerini perdeleyerek kınanmak suretiyle nefsi arındırmayı, Allah’ın rızasına saf ve pak hâlde ulaşmayı benimseyen bir öğreti olmuştur. Bu sayede gösteriş içeren kıyafetlerin, bir kısım zikirlerin, âyinlerin yer aldığı alışılmış uygulamalar önemsiz görülerek terk edilmiştir. Buna mukabil, nefsin ayıplanması suretiyle halktan uzaklaşılıp Hakk’a yaklaşma yolu seçilmiştir. Melâmîlik, her türlü dünyevî şatafattan uzak, bütünüyle sade bir düşünüş ve yaşam tarzının adı olmuştur. Böylesi bir anlayışı benimseyen Melâmîler’in Horasan’dan başlattıkları yolculuk, toplumun hemen her alanına uzanmıştır. Bu bağlamda, hayata dair birçok malzemeden istifade eden Klâsik Türk şiiri de nasibini almıştır. Bahsi geçen şiir geleneğinin beslendiği en önemli kaynaklardan birinin tasavvuf olması da bunda etkili olmuştur. Klâsik Türk edebiyatı şairleri, tasavvufa dair diğer anlayışlarda olduğu gibi, Melâmî olmasalar da Melâmetîliği içselleştirmişler, onun terminolojisinden geniş şekilde istifade etmişlerdir. Neticede de hem tasavvufa dayalı şahsî birikimlerini hem de mensubu oldukları edebiyat geleneğinin tasavvufî malzemesini Melâmîlik ilkeleri üzerinde inşa etmişlerdir. Her ne kadar kendisine mahsus kıyafetleri olmasa da, Melâmetîliği bazı giysi veya aksesuarlarla ilişkilendirmişlerdir. Bunun bir sonucu olarak da rint ve âşık kimliğindeki şairler, dünya rahatlığından Melâmete geçişte her türlü gösterişi bir kenara bırakmışlar, sadece Melâmet giysisine bürünmüşlerdir. Böylelikle kendilerini “Melâmet sultanları” olarak takdim etmişlerdir. Böylesi bir giysiye bürünenler, başkaları tarafından taşlanmaya, kınanma oklarına maruz kalmaya ve her türlü zorluğa göğüs gerebilmişler, nefislerini dünyevî kıyafetlerin gösterişinden arındırmışlardır. Divanlardan yapılan taramalar neticesinde “abâ, cübbe, delk, gömlek/pîrehen, hırka, hil’at, kisvet, libâs, nemed, şâl, tâc, ton (don)” şiirlerde Melâmet kavramıyla münasebete getirilen unsurlar olarak tespit edilmiştir. Makalede tasavvufî bağlamda Melâmet öğretisini içeren bu kavramların Melametî ilkeler doğrultusunda analizi yapılmıştır. Çalışmada, yukarıda zikredilen ve Melâmetle ilişkilendirilen her bir giyim kuşam unsurunun beyitlerde ne tür ilgiler dâhilinde ele aldıkları ortaya konulmuştur.tr10.20304/humanitas.1427888info:eu-repo/semantics/openAccessDivanKlasik Türk ŞiiriGiyim KuşamMelâmetKLASİK TÜRK ŞAİRLERİNDE “MELÂMET GİYSİSİ”Article12231101341229191