Güzel, SimlaÇetin, Işın2022-05-112022-05-1120181309-37622149-1585https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpBNU16azVPUT09https://hdl.handle.net/20.500.11776/7855Dünyada kamu borç oranlarının yüksek olması sorunu iktisatçılar tarafından uzun süredir üzerinde durulan birkonudur. Kamu borçlarının ekonomiye etkisi konusunda genelde iki türlü yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardanilki; kamu borçlarının özellikle kamu yatırım harcamalarının finansmanında kullanılması durumunda, ekonomikbüyümeyi hızlandırmalarıdır. Diğeri de, borç oranının çok yüksek olması durumunda ekonomik büyümeninolumsuz bir şekilde etkilenmesidir. Bu çalışma da, seçilmiş gelişmiş ülkeler ve yükselen ekonomilerde kamuborcu ve Gayri safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ilişkisini mekânsal analizler yardımıyla belirlemeyiamaçlamaktadır. Birincil düzeyde veriler ile analizlerin zorluğu, günümüze kadar, ikincil verilerle yapılançalışmaların popüler hale gelmesine neden olmuştur. Özellikle son yıllarda, birincil düzeyde kesit verileri ileyapılmış çalışmaların revaşta olduğu görülmektedir. Ampirik literatürde, kesit verileri ile yapılan analizlerarasında mekânsal tekniklerin kullanımının yaygınlaşması, çalışmanın uygulama alanının seçilmesindebelirleyici olmuştur. Çalışmada hem gelişmiş hem de yükselen ekonomiler için, borç ve GSYİH ilişkisi, ülkelerinhomojenlik dereceleri bazında değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, yükselen ekonomiler ve gelişmişülkelerin, bahsi geçen ilişki bakımından farklılık arz ettiği yönünde kurulan hipotezi destekler niteliktedir.The potential risks associated with high levels of public debt have long been a concern of economic policymakers around the globe. Public debt is almost always a two-sided story: although public indebtedness can promote economic growth, especially when debt resources are used for financing public investment expenditure, when the debt is very high it can negatively affect economic growth. This study aims to determine the relation between public debt and GDP in developed countries and emerging economies with the help of spatial analyzes. The difficulty of analysis with primary data has led to the popularization of secondary endeavors. Particularly in recent years, studies with cross-sectional data at the primary level have been observed. In the empirical literature, the widespread use of spatial techniques among the analyzes made with cross-sectional data has been decisive in the selection of application of this study. For both advanced and emerging economies, the debt and GDP relationship was assessed on the basis of country homogeneity ratios. The results obtain from analysis, support the hypothesis that emerging economies and developed countries differ in terms of determined relation.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessİşletme FinansİktisatCoğrafyaUluslararası İlişkilerİşletmeGelişmiş ve Yükselen Ekonomilerde Kamu Borcu ve Gsyih: Mekânsal Ekonometri YaklaşımıPublic Debt and Gdp in Developed and Emerging Countries: Spatial Econometrics ApproachArticle1019335348TXpBNU16azVPUT09