İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 489
  • Öğe
    POLITICAL COMMUNICATION ON SARIKAMIS ATTACK OPERATION
    (2020) Kantar, Gökmen; Akova, Sibel
    I. Dünya Sava?ı’nda Rusya’ya kar?ı açılan Kafkas Cephesi, Türklerin, Türkistan Coğrafyasına açılan kapısı olarakgörülmesi ve Anadolu müdafaasında ilk cephe olması sebebiyle önem arz etmektedir. Bu cephede Rusların, gücünü fark edenve geleceği ön gören Enver Pa?a, Kafkasya’ya açılan kapıyı Ruslara devretmemek arzusu ile bir taarruz planı hazırlamı?tır. Buplan öncesi Enver Pa?a’nın, öngörülü tavrı ile Kafkasya ve Rusya bölgesine gönderdiği Türk ajanlar ile ba?lamı?; sonra taarruzile devam etmi?tir. Taarruz Ruslar tarafından ?a?kınlık ve psikolojik hezeyan olarak kar?ılanırken, Enver Pa?a komutasındakiOsmanlı, psikolojik zaferi elde etmi?tir ve sıcak kar?ıla?mada iki taraf da çarpı?arak kar?ılıklı zayiat vermi?tir. Ruskaynaklarına Türk azmi, inancı ve cesaretini yazdırarak, dü?man kaleminden ba?arı yazdıran bir harekât olmu?tur. Uzunvadede Enver Pa?a’nın gönderdiği ajanlar tarafından çıkartılan isyan, Rusya’da ihtilale sebep olmu? Rusya sınırlardantamamen çekilmi? ve Sarıkamı? ?hata Harekâtı uzun vadeli bir zaferin adı olarak, tarihin üzeri örtülmü? gerçekleri arasınayazılmı?tır. 70.000 ki?i olan Osmanlı III. Ordusu ile yapılan harekâtta, 90.000 askerin hiç kur?un atmadan ve Rusya ilekar?ıla?madan donarak öldürüldüğü iddiası ile gündem olu?turma gayesinde olan bir güruh tarafından tarihin gerçekleriörtülmü? ve Enver Pa?a karalanarak Sarıkamı? Harekâtı uzun yıllar büyük bir hezeyan olarak anılmı?tır. Rus ve Osmanlıkaynaklarında kayıplar ayrı ayrı dü?mü?ken, kaynaklara dayandırılmadan yapılan bu gerçekleri karalama hareketi, bugün günyüzüne çıkmı?tır. Bu çalı?mamızda; Sarıkamı? ?hata Harekâtı’nın öncesi ve sonrası durum değerlendirmesine gerçeklerpenceresinden objektif olarak bakarak, olu?turulmu? gündemi tarihle yargılayacağız.
  • Öğe
    Inflation and Cold Progression: An Analysis of Turkish Income Tax between 2006-2021
    (Sosyoekonomi Soc, 2023) Seren, Gamze Yıldız; Saraç, Özgür
    Inflation causes high taxation-although real income does not increase-because the income tax base targets nominal income. This situation results in taxation as if the ability to pay has increased, although it has not. Compensation for this deflecting effect of inflation in the income tax tariff requires growing the income segments included in the tariff at the rate of inflation regularly experienced yearly. However, the current need for public revenue can cause governments to make regulations in favour of the administration and against taxpayers-almost by creating an undervaluation-while providing this requirement. It is called cold progression in the literature. In this study, which draws attention to the distortions caused by inflation in the tax system, the evidence obtained shows the existence of cold progression.
  • Öğe
    POST-COVID SÜRECİNDE SOSYAL REFAH DEVLETİNİN VERGİLERLE BAĞI: KÜRESEL SORUNLAR ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME
    (2022) Şeren, Gamze Yıldız; Akbaş Akdoğan, Dilek
    Ülkeler ekonomik manada güçlenebilmek adına Covid-19 sürecinde kimi vergi politikaları uygulamaya koymuşlardır. Bu çalışma pandeminin zirve yaptığı dönemlerde alınan vergi politikası önlemlerinin post-Covid sürecinde ne şekilde bir gelişim ve seyir kaydedeceğine yönelik sosyal devlet olgusu özelinde bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada uluslararası kuruluşların yayınlamış oldukları rapor ve ilgili diğer belgelerden elde edilen veri ve bilgilerle ortaya konulmak istenen fikirlere bir temel sağlanmak istenmiştir. Post-Covid sürecinin bir küresel sorun olması hasebiyle vergi hususu da küresel işbirlikleri ve küresel sorunsalların takibi doğrultusunda sosyal refah devletine duyarlı bir yapı kazanmalıdır.
  • Öğe
    Bismarck Döneminden 2. Dünya Savaşı’na Alman Jeopolitik Düşüncesi: Haushofer ve Hitler Karşılaştırması
    (2020) Baysoy, Emre; Artar, Tuğçe
    Alman milletleri 1800'lü yıllarda milliyet duygusundan yoksun küçük devletçikler hâlinde varlıklarını sürdürmekteydiler. Millî bilincin Alman milletlerinde oluşması ancak 1800’lü yılların ilk yarısında sınırlı bir Alman kesiminde gerçekleşmiştir. 1834 yılında Prusya önderliğinde kurulan Alman Gümrük Birliği ile Alman devletçikleri arasında sağlanan ekonomik birleşme ileride gerçekleşecek birleşmenin ilk adımını oluşturmuştur. 1830’larda atılan bu adımı, 1860’lı yıllarda Bismarck önderliğindeki Prusya’nın milliyetçi ideal ile Birleşik Almanya yolunda attığı adımlar izlemiştir. Prusya’nın kan ve demir ile kazandığı zaferler sonucu 1872 yılında daha önceleri dağınık devletçikler hâlinde bulunan Alman halkı, Alman İmparatorluğu bünyesinde toplanmıştır. Bismarck politik ve askerî dehasıyla oluşturduğu bu imparatorluğu Avrupa’nın kaderine şekil verebilecek devasa bir güç hâline getirmiştir. Ancak bu milliyetçi güç 1. Dünya Savaşı’nda uğradığı yenilgi sonrası Versay Antlaşması ile ortadan kalkmıştır. Haushofer ve Hitler, Bismarck’tan miras kalan milliyetçi anlayışı kendi görüşleri çerçevesinde şekillendirmişlerdir. Hem Hitler hem de Haushofer Alman devletinin tekrar güçlenip eski ihtişamına kavuşması adına 1. Dünya Savaşı’nda kaybedilen toprakların geri kazanılmasını amaçlamışlardır. Haushofer bu amaçla jeopolitik alanda çalışmalar yapmıştır. Daha sonraları Hitler’in yönetime gelmesi ile kendisinin görüşleri sonucu doğmuş olan nasyonal sosyalist İdeoloji ile Almanya, faşist bir yönetime bürünecektir. Bu çalışmada Alman milliyetçiliğinin başlangıcından bahsedimiş, Bismarck’ın Alman milletlerini bir araya toplaması anlatılmış ve Haushofer’ın teorileri ile Nazi ideolojisi karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    OECD Ülkeleri Sağlık Sistemi Göstergelerine Çok Boyutlu Bir Yaklaşım
    (2021) Kırcı Çevik, Nüket; Yüksel, Onur
    Türkiye, 2003 yılında uygulanmaya başlayan sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte sağlık alanında reform niteliği taşıyan köklü bir değişim sürecine girmiştir. Bu çalışmanın amacı, OECD ülkelerinin sağlık göstergelerine göre sınıflandırılması ve Türkiye’nin sağlık sistemi açısından benzerlik gösterdiği OECD ülkelerinin belirlenmesidir. Çalışmada, sağlık göstergeleri açısından OECD ülkelerinin benzer ve farklı yönlerinin tespit edilmesinde çok değişkenli istatistiksel analiz yöntemlerinden çok boyutlu ölçekleme ve kümeleme analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında 33 OECD üyesi ülkeye ait 17 sağlık göstergesine ait veri, 2002 ve 2015 yılları için ayrı ayrı çözümlenmiştir. Ülkelerin kümelenmesinde ve kümelerin farklılaşmasında etkili olan değişkenler belirlenmiştir. Çok boyutlu ölçekleme analizi sonuçlarına göre, Türkiye 2002 yılında Meksika, Macaristan, Letonya, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ile 2015 yılında ise Meksika, Estonya, Kore, Letonya, Polonya ile sağlık göstergeleri açısından benzerdir. Araştırma bulguları, Türkiye’de sağlık reformları sürecinde sağlık göstergelerinin iyileştirilmesi adına önemli adımların atıldığını göstermektedir. Ancak, tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye, sağlık reformu öncesi dönemi ifade eden 2002 yılı ve reform sonrası dönemi ifade eden 2015 yılında Meksika, Letonya ve Polonya’nın da içinde olduğu gelişmekte olan ülke grubundan oluşan kümede yer almıştır.
  • Öğe
    Sosyo-Kültürel Kimlik Değerlerinin Ekoturizm Gelişim Bölgelerinin Belirlenmesindeki Rolü: Kırklareli-Kofçaz İlçesi Örneği
    (2022) Kiper, Tuğba; Uzun, Osman; Ateş, Oğuz; Akbaş, Cansel
    Çalışma, “Giderek nüfusu azalan ve yaşlanan kırsal yerleşimlere ilişkin kalkınma odaklı ekoturizmin gelişiminde; sosyo-kültürel tabanlı verilere dayalı yerel özgünlüklerin (kimliğin) tespiti önemli bir gerekliliktir” hipotezi üzerinde kurgulanmıştır. Son yıllarda kentleşmenin de etkisi ile ekoturizmin ana kaynak değerini oluşturan kırsal alanlar, sosyo-kültürel değerleri ile çeşitli özgünlüklere sahip olup, kırsal kalkınmada sahip oldukları nitelikleri ile iyi değerlendirildiklerinde fırsat yaratacak güçtedir. Bu değerlerin kalkınmada fırsata dönüştürülebilmesi için tanımlanması ve karar süreçlerine bilinçli bir şekilde dahil edilmesi gerekmektedir. Çalışmanın amacı, Kırklareli İli Kofçaz kırsal yerleşimlerinin kalkınması temelinde köy ölçeğinde sosyo-kültürel kimliğinin tespit edilmesi ile yerel özgünlüklerinin ortaya konularak, ekoturizm gelişimine yönelik kullanılabilirliğinin sağlanmasıdır. Çalışma yöntemi; literatür verileri, arazi çalışmaları ile yerel halk ve ilgili paydaşların görüşlerinin alınmasına dayalı olarak gerçekleştirilen sosyo-kültürel kimliğe ilişkin karakteristiklerin köyler özelinde katılımcı bir yöntemle harita, tablo ve grafikler şeklinde karşılaştırılmalı olarak analiz edilmesi esasına dayandırılmıştır. Çalışma sonucunda; Kofçaz özelinde sosyo-kültürel değerlere yönelik ilgili analizler doğrultusunda, “tarım, inanç, kırsal yaşam ve sanat odaklı ekoturizm gelişim bölgeleri” tanımlanmıştır. Bu durum, Kofçaz özelinde kırsal yerleşimlerin ekoturizme yönelik olarak bütüncül bir ağ dahilinde değerlendirilmesini, canlandırılmasını ve geliştirilmesini güçlendirecektir
  • Öğe
    KONAKLAMA VERGİSİNİN TURİZM SEKTÖRÜ ve BÜTÇE ÜZERİNDE “OLASI” ETKİLERİ USUL ve ESAS BAĞLAMINDA DÜŞÜNCELER
    (2020) Şeren, Gamze Yıldız
    Dünyada gerek yerli gerek yabancı turistler için ilgi merkezlerinden birisi olan Türkiye’de turizm sektörü önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye sahip olduğu turizm potansiyelinin bir çıktısı olarak dünya üzerinde en fazla turist çeken on ülke arasında altıncı sıradadır. Köklü tarihsel geçmişi, kadim geleneği ve coğrafi konumundan kaynaklı sahip olduğu avantajlarla beraber turizm hususunda bir cazibe merkezi olma konumunu korumaktadır. Dünya üzerinde farklı isimlerle de olsa uygulama alanı bulan turizm vergileri için Türkiye 7194 Sayılı 07.12.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile konaklama vergisi getirilmesini yasalaştırmıştır. Konaklama vergisinin sektördeki rekabeti etkilemeyecek şekilde dizayn edilmesi bu noktada oldukça önemli bir husustur. Bu kapsamda bütçe için kaynak yaratmaya çalışırken sektör dinamiklerinin olumsuz etkilenmesi bir anlamda devletin teşviklerle desteklediği turizm sektörünün güç kaybetmesi anlamına gelmektedir. Bu durum da birbiriyle çelişen politikalar demetine işaret etmektedir.
  • Öğe
    Türkiye’deki Kooperatiflere Vergi Penceresinden Bakmak: Kurumlar Vergisi Özelinde Bir Yorum
    (2020) Şeren, Gamze Yıldız; Ağbal, Mehmet
    Bireylerin günlük yaşamı için ihtiyaç duyduğu yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını, daha verimli ve rasyonel şekilde sağlamak için oluşturulan işbirlikler, kooperatifçiliğin temellerini oluşturmuştur. Endüstri devrimi, 19. Yüzyılda modern kooperatifçilik hareketinin doğmasını ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Türkiye’de kooperatifçilik hareketi Osmanlı Devleti döneminde Mithat Paşa’nın “Memleket Sandıkları” ve Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün bir numaralı üyesi olduğu “Ankara Memurin Erzak Kooperatifi” ile gerçekleşmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kooperatiflerin ekonomi içerisinde istenilen seviyede aktif hale gelmesi için kooperatifçilik ilke ve hedefleri de dikkate alınarak, mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır. Söz konusu mevzuat düzenlemeleri, başta vergi hukuku olmak üzere pek çok konuda tartışmalı ve yoruma açık hususlar ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyet şartlarına ilişkin olarak, ortak dışı işlemlerin neler olduğu, ortak içi sayılan işlemler ve iktisadi işletme müessesinin nasıl uygulanacağıyla ilgili görüş ve öneriler bulunulacaktır.
  • Öğe
    Türkiye’de Faaliyet Gösteren Ticaret Bankalarının Karlılığını Etkileyen İçselFaktörler: 2005-2016 Yılları Arası Panel Veri Analizi
    (2020) Kırcı Çevik, Nüket; Boran, Ali
    Bankalar, aracılık faaliyetleri yanında yatırım ve büyümenin de en önemli unsuru olarak kabul edilirler. Bu çalışmanın amacı, CAMELS modeline dayalı olarak Türkiye'deki ticari bankaların karlılığını etkileyen içsel faktörlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda, 2005-2016 dönemi için Türkiye'de faaliyet gösteren 23 ticari bankanın karlılık performansları panel veri analiz yöntemleri ile araştırılmıştır. Çalışmada, karlılığın göstergeleri olarak aktif karlılığı, öz sermaye karlılığı ve net faiz marjı dikkate alınmıştır. CAMELS değişkenleri; sermaye yeterliliği, aktif kalitesi oranı, yönetim kalitesi oranı, kazanç kabiliyeti oranı, likidite oranı ve piyasa risklerine duyarlılık oranıdır. Elde edilen bulgular, sermaye yapısı güçlü bankaların aktif ve öz sermaye karlılıklarının da yüksek olduğu göstermiştir.
  • Öğe
    EVIDENCE FROM DYNAMIC SYMMETRIC AND ASYMMETRIC CAUSALITY TESTS ON THE RELATIONSHIP BETWEEN TAX REVENUES AND PUBLIC EXPENDITURES IN G7 COUNTRIES
    (Symmetrion, 2022) Şeren, Gamze Yıldız; Geyik, O.; Köstekçi, A.
    In this study, it is aimed to determine the symmetric and asymmetric causal relations between tax revenues and public expenditures in G7 countries. Annual data for the years 1990 through 2021 were used to determine the relationships between the variables. The Hacker and Hatemi-J (2012) bootstrap symmetric causality test, the Hatemi-J (2012) bootstrap asymmetric causality test, and the Hatemi-J (2021) dynamic bootstrap symmetric and asymmetric causality tests were used. The symmetric and asymmetric causality tests revealed few causal linkages between the variables, however the dynamic symmetric and asymmetric causality tests revealed more causal relationships. According to our research, it is essential to use dynamic analysis methods that can generate unique outcomes for sub-periods rather than analysis methods that generate a single result for the entire period in dynamic domains like public expenditure and national tax policies. In reality, it has been noted that throughout the Quantitative Easing period introduced following the 2008 Global Financial Crisis in the USA and during the COVID 19 process, public spending have expanded independently of budget revenues. Similar circumstances occurred in France during the EU debt crisis (2013– 2017), in Italy during the Great Recession of 2007–2009, and during COVID 19. When the global economic environment was favorable between 2017 and 2019, Germany, United Kingdom, and Italy organized their public expenditures in accordance with tax revenues, functioning within the framework of the Tax-Spend Hypothesis. As a result, for the effectiveness of fiscal policy, nations may use various fiscal policy techniques during various economic conjuncture times. © 2022, Symmetrion. All rights reserved.
  • Öğe
    Gender Equality and Sustainable Development Within the Scope of Peace as a Global Public Good
    (IGI Global, 2022) Kurular, Gamze Yıldız Şeren
    In this chapter, it aimed to bring a multidimensional approach to the “peace” process. The elements of this multiple approach are gender equality and global public policies. It is thought that the mobilization of these two elements in the peace process will be the cornerstone of sustainable development in the world. In this context, gender equality (Goal 5) and peace, justice and strong insights (Goal 16), which is one of the United Nations’ sustainable development goals, are engaged in the global public policies. Accordingly, public policies and the peace process involving women will lead to a chain impact that will support sustainable development. While ensuring gender equality provides a solution in the peace process, peace building, and gender equality contribute to sustainable development together. Because the empowerment of the most damaged society in the post-war period will undoubtedly contribute to sustainable development. © 2022 by IGI Global. All rights reserved.
  • Öğe
    Yerel Yönetimlerin İklim ve Su Politikaları
    (2022) Bostancı, Seda Hilmiye
    Küresel iklim değişikliği, su güvenliği, gıda krizleri ve doğal afetlerin artışı toplumların ekonomik, ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Hükümetlerin yanlış iklim ve su politikaları, devlet sınırlarını aşacak şekilde tüm ekosistem için bir risk alanı oluşturmaktadır. Ülkelerin çevre, iklim ve su politikaları farklılık göstermektedir. Bu çalışma inceleme alanını Türkiye ile sınırlandırmıştır. Türkiye'de yerel yönetimler de iklim ve su politikaları konularında aktif çalışmalar yürütmektedir. Büyükşehir, il ve ilçe belediyeleri yerel iklim eylem planları hazırlamakta, stratejik planlarında iklim ve su politikalarına yer vermekte, belediyelerin su ve kanalizasyon genel müdürlükleri stratejik planlar hazırlamakta ve belediyelerde iklim müdürlükleri kurulmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de yerel yönetimler tarafından geliştirilen iklim ve su politikalarını incelemektir. Çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılarak, büyükşehir belediyelerinin iklim ve su politikaları arasında karşılaştırma ve değerlendirmeler yapılmıştır.
  • Öğe
    Darülaceze’nin Kuruluş Gelir Giderleri Üzerine Bir Değerlendirme
    (2020) Karataşer, Büşra
    19. yüzyılda dünya genelinde siyasi, askeri ve kültüreldeğişmeler yaşanmıştır. Osmanlılar bu düzen değişikliğine ayak uydurmuş ve toplumda zaten süre gelen sosyal yardım uygulamaları hızlanmıştır. II. Abdülhamiddöneminde modernleşme faaliyetleri sosyal yardımalanında da kendisini göstermiştir. Bu makale bir sosyalyardım kuruluşu olan Darülaceze’nin kuruluş gelir giderleri üzerine eğilecektir. Klasik Osmanlı yardım kurumlarından farklı olarak tesis edilmiş olan bu yardımkuruluşunu, modernleşme/yenileşme bağlamında birzemine oturtmak gerekir. Modern anlamda bir sosyalyardımlaşma kurumu olarak Sultan II. Abdülhamid döneminde kurulan Darülaceze, sosyal ve standart bir seviye yakalama amacıyla ortaya çıkmış görünmektedir.Osmanlı Devleti, sosyal yardım konusunu da moderndevletin gereği olarak daha standart bir hale getirtmekistemekteydi. Bundan hareketle oluşturulan Darülaceze’nin kuruluşunda hangi kişi veya kurumlar tarafından finansal destek sağlandığı, bu desteklerin sebepleri, kurumun hangi alanlarda giderlerinin olduğunu inceleyeceğiz. Bu makale ile Darülaceze gibi önemli birkurumun kısa sürede hayata geçmesinin altındaki nedenlere böylece ulaşmak hedeflenmiştir.
  • Öğe
    MOBİL BANKACILIK KULLANIM NİYETİNİN İNCELENMESİ (TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)
    (2021) Erdoğan, Yekta; Eti, Hasan Selçuk
    Teknolojik gelişmeler ve müşteri tercihlerindeki değişikliklerin sonucu olarak artan rekabet, bankaların varlıklarını korumak ve rekabet avantajı elde etmek için yeni stratejiler geliştirmelerine yol açmıştır. Bu durum dolayısıyla günümüz rekabet piyasasında ayakta kalmak isteyen bankaların mobil bankacılık uygulamalarını müşterilerinin hizmetine sunmasına sebep olmuştur. Bu çalışmanın amacı, mobil bankacılık uygulamalarının kullanım niyetini etkileyen potansiyel anahtar faktörleri keşfetmektir. Bu sebeple araştırma kapsamında birincil veri Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde öğrenim gören lisans öğrencilerinden toplanmıştır. Çevrimiçi anket yöntemiyle nihai olarak 310 veri elde edilmiştir. Veriler frekans analizleri, tanımlayıcı istatistikler, faktör ve güvenilirlik analizleri, korelasyon ve regresyon analizleri ve fark testleri ile incelenmiştir. Bulgular, mobil bankacılık kullanım niyetinin mobil bankacılığa yönelik tutum ile kolaylık ve kullanışlılıktan etkilendiğini göstermiştir. Tutumun en büyük yordayıcısı kolaylık ve kullanışlılıktır. Algılanan risk, algılanan güveni ve kolaylık ve kullanışlılığı olumsuz etkilerken, algılanan güven değişkeni kolaylık ve kullanışlılığı ve tutumu olumlu olarak etkilemektedir. Demografik faktörlere bakıldığında algılanan risk ve algılanan güven değişkenlerinin öğrencilerin yaş grupları, okudukları fakülte ve bölüm, öğrencilerin okulda geçirdikleri yıl ve sınıfları ve öğrencilerin gelir seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği ancak kadın ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    DOES THE AGING POPULATION BECOME A CONSTRAINT TO THE GROWTH OF TURKISH ECONOMY? NEW EVIDENCE FROM TIME SERIES ANALYSIS
    (2021) Ecevit, Eyyüp; Çetin, Murat; Yıldız, Özge; Doğan, Rabia
    This study deals with the relationship between population aging and economic growth inTurkey during 1970-2018 and includes domestic savings, consumption expenditures, and financialdevelopment in the growth specification as additional variables. The Johansen and ARDL boundstest for cointegration analysis were used. Moreover, DOLS and CCR estimators were used toestimate the long-run coefficients. The VECM causality procedure was employed for causalityanalysis. The findings revealed that the variables are cointegrated. The findings showed thatpopulation aging, and financial development negatively affected economic growth while domesticsavings and consumption expenditures were positively related to economic growth in the long-run.The findings also indicated that bidirectional causality exists between all the independent variablesand economic growth in the long-run. Therefore, this study can provide several policy implicationsto speed economic growth in the Turkish economy.
  • Öğe
    HİMAYE-İ ETFAL CEMİYETİ’NİN GELİRLERİÜZERINE BIR DEĞERLENDİRME
    (2020) Karataşer, Büşra
    Çocuk koruma dünyadaki evrensel konulardan biridir. Tarihin erken dönemlerinden itibaren çocuklar çeşitl şekillerde korunmuştur. Osmanlı Devletinde çocuk koruma erken dönemlerden itibaren varlığını sürdürmektedir. Tanzimat sonrasında Osmanlı Devleti’nde kurumsallaşmanın artmasıyla birlikte çocuk koruma alanında çok sayıda kurum açılmıştır. Himaye-i Etfal Cemiyet, 1917 yılında kurularak çocuk koruması alanında kurumsal bir eksikliği tamamlamıştır. Cemiyet çocuk korumayı kurumsal bir biçimde gerçekleştirerek ülkenin içinde bulunduğu zor koşullarda çocukları himaye etmeyi amaçlamıştır. Ülkenin savaş koşulları içerisinde olması sebebiyle yardım edilecek çocuk sayısı sürekli artmıştır. Bu durum kurumun gelir ihtiyacını da beraberinde artmıştır. Bu sebeple kurum gelirlerini artırmak için çözüm yolları aramıştır. Bu çalışmada cemiyetin görevlerini yerine getirebilmek için gelirlerini artırma, giderlerini azaltma ve yeni kaynak arayışları incelenecektir.
  • Öğe
    Bitcoin ile Önemli Döviz Kurları Arasında Nedensellik İlişkisi
    (2021) Çevik, Emre; Çevik, Emrah İsmail; Çalışkan, Hande
    Bu çalışmanın amacı, Bitcoin ile Euro/Dolar, İngiliz Sterlini/Dolar, Kanada Doları/Dolar, Japon Yeni/Dolar ve Çin Yuanı/Dolar gibi önemli döviz kurları arasındaki dinamik ilişkiyi incelemektir. Bu bağlamda, Bitcoin ve döviz kurları arasında ortalamada ve volatilitede yayılım etkisinin varlığını incelemek için Hong (2001) tarafından önerilen ortalamada ve varyansta nedensellik testi kullanılmıştır. Ayrıca, Bitcoin ve döviz kurları arasındaki kuyruk bağımlılığının varlığını araştırmak için Hong vd. (2009) tarafından önerilen risk durumlarında nedensellik testi kullanılmıştır. 19 Ağustos 2011 ile 6 Ağustos 2021 tarihleri arasında günlük verileri kullanarak, Euro, Pound ve Kanada Dolar’ından Bitcoin’e yönelik tek yönlü ortalamada nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Öte yandan, varyansta nedensellik testi sonuçları, Bitcoin ile Euro ve Pound arasında çift yönlü bir oynaklık yayılım etkisinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Yuan ve Kanada Dolar'ın Bitcoin'in varyansta Granger nedeni olduğu belirlenmiştir. Risk durumlarındaki nedensellik testi sonuçları, Euro ve Pound’dan Bitcoin’e yönelik nedensellik ilişkisine dair kanıt sunmaktadır. Bununla birlikte Bitcoin’deki beklenmedik kayıplar, Yen’deki beklenmedik kayıpların Granger nedenidir. Genel olarak, ampirik sonuçlar Çin para biriminin Bitcoin ile daha az entegre olduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Türkiye’de Sanayileşme ve Kadın Emeği İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme
    (2021) Yıldırım, Durmuş Çağrı; Yıldırım, Seda; Demirtaş, Işıl
    Sanayileşme ve işgücü ilişkisi farklı ülkeler için farklı özelliklere sahip olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için kadının istihdam içerisindeki rolü daha çok ekonomik büyümeye etkisi üzerinden ele alınmaktadır. Dolayısıyla kadın emeğinin çıktı ve sanayileşme üzerindeki etkilerinin literatürde sıklıkla çalışıldığı ancak sanayileşmenin kadın emeği üzerindeki etkisine ilişkin literatürün nispeten sınırlı olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de sanayinin, kadın istihdamı üzerindeki etkisi eşbütünleşme metodolojisi yardımı ile incelenmektedir. Bu bağlamda Türkiye’de 1988-2018 yılları arasında kadın istihdamı ve sanayileşme ilişkisi ARDL sınır testi ile ele alınmaktadır. Bu alanda daha önce yapılan sınırlı düzeydeki çalışmalar, Türkiye’de kadın istihdamı ile sanayileşme arasındaki ilişkinin negatif bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varmıştır. Çalışmamızda Türkiye’de sanayileşme, ihracat hacmi, ekonomik büyüme ve kadın istihdamı arasında uzun dönemde bir koentegrasyon ilişkisinin var olduğu görülmüştür. Diğer yandan sanayileşme ve ihracat hacminin, kadın istihdamı üzerinde uzun dönemde pozitif bir etkisinin var olduğu görülmektedir. Diğer taraftan uzun dönemde ekonomik büyümenin kadın istihdamı üzerinde negatif bir etkisinin mevcut olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    The impact of expected and unexpected events on Bitcoin price development: Introduction of futures market and COVID-19
    (Elsevier Ltd, 2023) Çevik, Emrah İsmail; Günay, Samet; Dibooğlu, Sel; Yıldırım, Durmuş Çağrı
    This study examines the impact of two critical events, the introduction of Bitcoin futures and the COVID-19 pandemic, on Bitcoin's returns and volatility. We find that the inception of Bitcoin futures (positively) impacts its returns in the spot market while no significant interaction occurs for volatilities. The pandemic does not seem to influence Bitcoin's returns or volatility, which is consistent with the notion that Bitcoin is insulated from some global economic developments. Our tests also reveal that Bitcoin spot prices dominate its futures. This information might be useful for investors in capturing trend reversals considering the order of information disseminated. © 2023 Elsevier Inc.
  • Öğe
    TAX AS A SOLUTION FOR CLIMATE CHANGE
    (Emerald Group Publishing Ltd, 2020) Kurular, Gamze Yıldız Seren
    Introduction - As a financial instrument, tax has always been one of the policy support instruments that governments apply to solve problems. The issue of the environment, on the other hand, is a notion that has gained more importance over the past years and governments struggle to create solutions to environmental problems on the global scale. Climate change is one of the most important parts of this issue. Especially in our modern day, as a result of natural disasters, forest fires and landslides, climate change has become a field in which serious political measures should be taken. Although it has become necessary to implement tax as a tool to decrease carbon emissions and to open new fields for works with less carbon emission, the expected/desired results about carbon emissions have not been obtained throughout the world. Purpose - The aim of this chapter is to examine carbon taxes, which are the tax applied against climate change, and to draw attention to the multiple policy approach in the face of global environmental problems. Methodology - This chapter, in which qualitative research method is adopted, has descriptive elements. In this context, an evaluation has been put forward in the light of the data obtained from various reports and scientific articles. Findings - Though tax is indeed considered as an effective political tool among the precautions to be taken, one-dimensional approach might bring along a deadlock in the solution of this problem. In order to improve this approach and the perception towards the environment across society, it is necessary to include other factors that can play an important role in this process such as non-governmental organisations. Consequently, in order to solve the environmental problems which have occurred as a result of human activities, it is essential to minimise the destruction caused by these human activities (although it is not possible to restore it completely). Therefore, a multi-dimensional policy instead of a one-dimensional policy, an environmentally conscious society and state, and cooperation of policy actors on a global scale are basic elements which can play an important role in the solution of the problem.