Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Sağlık Kurumlarında Sağlık Personeli Olmayanların Spiritüalite İle İlgili Görüş ve Tutumları
    (2020) Boztepe, Nur; Gülen, Dumrul
    Çalışma, sağlık kurumlarında sağlık personeli dışında çalışanların spiritüalite ile ilgili tutumlarını,görüşlerini ve bunları etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi SağlıkUygulama ve Araştırma Merkezi’nde 110 çalışanla gerçekleştirilmiştir. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte olanaraştırmanın verileri, literatür taraması sonrasında araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formukullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizi için frekans, yüzde, ortalama ve standart sapmaanalizleri, Chi-Square Testi, Shapiro-Wilk Testi, Independent Samples T Test, Mann-Whitney U Test, One-WayANOVA ve Kruskal-Wallis Testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan çalışanların %35,4’ü hastaların spiritüelbakım gereksinimlerinin karşılanmasında hastanede görev yapan sağlık çalışanları ile birlikte sağlık çalışanıolmayan tüm sağlık kurumu personelinin de görev yapması gerektiğini, %78,2’si hastanede verilen spiritüelbakımın yetersiz olduğunu düşündüğü, sadece %11,8’i spiritüel bakıma destek verme isteğinde bulunmadığıbelirlenmiştir. Çalışanların %91,8’i hastaların spiritüel gereksinimlerinin hastane ortamında karşılanmasıgerektiğini, %31,8’i hastanede hastaların spiritüel gereksinimlerinin karşılanması için kesinlikle danışılabilecekbir uzman olması gerektiğini, %35,5’nin hastaların spiritüel desteği isteme ya da reddetme hakkına sahipolduğunu düşündüğü ortaya çıkmıştır. Araştırmamızda çalışanların spiritüel desteği yeterli bulma durumu ileeğitim düzeyleri, spiritüel desteğin hastaların psiko-sosyal iyileşmesine katkısı olduğu düşüncesi ile hastanedekigörevleri, spiriüalitenin hastalıklarla baş etmede ve hastalara moral vermede etkili olduğu düşüncesi ile medenidurumları, spiritüalitenin sağlığı olumsuz etkileyecek davranışları hastalarda engellediğini düşüncesi ile çocuksahibi olmaları ve yaşları, spiritüalitenin hastalarda iletişimi etkilediği düşüncesi ve çalışma hayatlarındahastaların spiritüel gereksinimlerini daha fazla göz önünde bulundurması ile memleketlerinde görev yapmadurumları arasında anlamlı ilişki saptandı (p?0,05). Sonuç olarak sağlık kurumlarında sağlık personeliolmayan çalışanlar, hastaların spiritüel gereksinimlerinin farkında olmasıyla birlikte bu gereksinimlerinkarşılanmasının hastaların sağlığına ve iyileşme sürecine olumlu katkı sağladığını düşünmektedir. Ayrıcaçalışanların çoğunluğu hastalara spiritüel destek vermek istemektedir. Bu bağlamda, sağlık kurumlarındaçalışacak her personelin eğitiminde spiritüel destek konusuna daha fazla yer verilmesi, sağlığın spiritüelboyutuna ilişkin farkındalıklarını, bilgi ve uygulamalarını geliştirmeye yönelik hizmet içi eğitimlerinplanlanması önerilmektedir.
  • Öğe
    Mezuniyet ve profesyonel sağlık personeli olarak çalışmanın hasta güvenliği bilinci üzerine etkileri
    (2012) Yıldız, Tülin; Eriten, Gülşah; Erdem, İlknur; Gökay, Nevzat Selim; Kulaç, Mustafa; Alp, Recep
    Amaç Bu çalışmanın amacı mezuniyet ve profesyonel sağlık personeli olarak çalışmanın hasta güvenliği üzerine etkinliğini belirlemektir. Yöntem Bu prospektif tanımlayıcı çalışma Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik bölümünde yapıldı. Çalışmada Sağlık Yüksek Okulu son sınıf öğrencileri (n=44)ve aynı okuldan mezun olmuş, çalışan yeni mezun hemşireler (n=35) yer aldı. Sosyo-demografik özellikler ve hasta güvenliği ile ilgili bilinçle ilgili veriler, yüzyüze görüşme sonrası özel olarak hazırlanmış veri formuyla toplandı. Toplanan veriler SPSS for Windows 17.0 istatistik program kullanılarak analiz edildi. Pearson Ki-kare ve Fisher kesinlik testleri gruplar arası karşılaştırılmada kullanıldı. Bulgular Yeni mezun hemşireler öğrencilerle kıyaslandığında tıbbi hataları tanımada ve tıbbi hataya sebep olan özellikleri tanımada daha bilinçlidirler (p<0.05). Sonuç Okuldan mezuniyet ve profesyonel sağlık personeli olarak çalışmak bir hemşirenin hasta güvenliği üzerine bilincini arttırır.
  • Öğe
    Prediyaliz Hastalarında Risk Faktörlerinin ve Farkındalık Düzeylerinin Belirlenmesi
    (2019) Özpancar, Nurhan; Malkoç, Filiz; Özkan, Gülsüm
    ÖZAmaç: Bu çalışma prediyaliz hastalarında risk faktörlerinin ve farkındalık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan bu araştırma, 01.04.2017-01.07.2017 tarihleri arasında, bir üniversite hastanesinin nefroloji polikliniğinde yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, belirtilen tarihler arasında polikliniğe başvuran kronik böbrek hastalığı tanısı almış 185 hasta, örneklemini ise iletişim sorunu olmayan, anket sorularını cevaplamayı kabul eden 155 hasta oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan, hastaların sosyodemografik ve hastalığına ilişkin özelliklerini sorgulayan 34 sorudan oluşanbilgi formu ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde, frekans, yüzdelik ve ki kare testi uygulandı. p<0,05 anlamlı kabul edildi.Bulgular: Yaş ortalaması 64,96±12,83 olan hastaların, %56,8’i erkek, %64,5’i ilköğretim mezunu ve %11,6’sı sigara kullanmaktadır. Çoğunluğu (%38,7) fazla kilolu/obez, %40,0’ı evre 2 böbrek yetmezliği tanısı ile izlenmektedir. Başvuru nedeni olarak %50,3’ü diğer polikliniklerden yönlendirildiğini ve %15,5’i şikayet olarak yorgunluk ve ağrı yaşadığını ifade etmiştir. Hastaların %56,1’inin hastalıklarının nedenini bilmediği, çoğunluğunun (%92,9) ilaçlarını düzenli kullandıkları ve %93,5’inin reçetesiz ilaç kullanmadıkları bulunmuştur. Hastaların %70,3’ü diyetleri hakkında bilgi sahibi olduklarını, %43,2’si az tuzlu beslendiğini belirtmiştir. Sistolik Kan Basıncı ortalaması 139,09±25,61, Diyastolik Kan Basıncı ortalaması ise 82,06±14,21’dir. Hastaların kronik böbrek hastalığı evresi ile; cinsiyet, eğitim durumu, beden kitle indeksi ve sigara kullanma durumu arasındaki farkistatistiksel olarak anlamlı (p<0,05) bulunmuştur.Sonuç: Kronik böbrek hastalığı risk faktörleri arasında yer alan erkek cinsiyet, başka bir komorbid hastalık, düşük eğitim düzeyi, fazla kilolu/obez olma durumu araştırmamızda da çoğunluğu oluşturduğu ve hastaların farkındalıklarının düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır.