Yazar "Raimoğlu, Onur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kliniğimizde Tanı Koyulan Bazal Hücreli Karsinom Olgularının Retrospektif İncelenmesi(2023) Albayrak, Hülya; Raimoğlu, OnurAmaç: Bazal hücreli karsinom (BHK) derinin en sık görülen malignitesidir ve görülme sıklığı giderek artmaktadır. Çalışmamızın amacı bölgemizde sık olarak görülen BHK’nın klinik ve demografik özelliklerini ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Dermatoloji Polikliniği’ne Ocak 2014-Ocak 2019 tarihleri arasında başvuran 256 hastada histopatolojik olarak tanısı konulan 273 BHK çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, tümör histopatolojik alt tipi, tümör lokalizasyonu, hastaların eşlik eden komorbiditeleri belirlenerek retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Çalışmaya alınan 256 BHK hastasının yaş ortalaması istatistiksel olarak 67,67 idi ve en genç hasta 32, en yaşlı hasta 104 yaşındaydı. Hastaların 137’si erkek (%56,5), 119’u kadındı (%46,5). En sık görülen histopatolojik alt tip %61,5 oranında (n=168) nodüler tip ve en sık görülen lokalizasyon %88,3 oranında (n=241) baş-boyun bölgesiydi. Sonuç: BHK yavaş büyüme paternine sahip olan, lokal invaziv karakterde en sık görülen epidermal malign kutanöz tümördür. Sıklıkla 50 yaş üzerinde, ultraviyole maruziyetinin yoğun olduğu baş-boyun bölgesinde görülmektedir. Bizim çalışmamızda da; BHK’nın en sık 70-80 yaş aralığında, baş-boyun bölgesinde ve en sık nodüler tipte olduğu görüldü. Gövdede yüzeyel tip daha fazla görülmekteydi. Erkek ve kadınlarda görülme sıklığı aynı olmasına rağmen erken yaşlarda kadınlarda daha sık görülmekteydi.Öğe Role of GDF-15 as an inflammatory marker in patients with psoriasis vulgaris(Deri Zuhrevi Hastaliklar Dernegi, 2021) Taşolar, Mustafa Kaan; Erfan, Gamze; Raimoğlu, Onur; Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet EminBackground and Design: Psoriasis is a chronic, inflammatory disease, and several biochemical markers play role in its inflammatory process. This study measured the levels of interleukin-12 (IL-12), IL-17a, IL-22 and IL-23, high-sensitivity C-reactive protein (hs-CRP), tumor necrosis factor-alpha (TNF-alpha) and serum growth differentiation factor-15 (GDF-15) and aimed to detect the relationship of serum GDF-15 level with inflammation and disease severity. Materials and Methods: This study included 50 consecutive patients diagnosed with plaque-type psoriasis. For all patients, dermatological examinations were performed, and psoriasis area severity index (PASI) scores were recorded. Patients with PASI <10 were considered to have mild (group 1), 10-20 moderate (group 2), and >20 severe (group 3) psoriasis. Results: No difference was observed between the patient and the control groups in terms of age, sex, IL-17a and IL-22. A statistically nonsignificant difference was detected in terms of IL-12 and IL-23. However, there was significant difference between two groups in terms of hs-CRP, TNF-alpha and GDF-15. GDF-15 was significantly different in all three groups (p<0.001). A significant correlation was observed between PASI score and disease duration (p=0.005), hs-CRP (p=0.003), TNF-alpha (p=0.002), and serum GDF-15 levels (p<0.001). The serum GDF-15 level that can predict a high PASI score was >1498.5 pg/mL (area under the curve: 0.813, p<0.001) in the receiver operating characteristic curve analysis. This study is mainly limited by the lack of follow-up and pre-and post-treatment assessment. Inflammatory markers were measured only in the serum, and their tissue levels are unknown. Conclusion: In addition to PASI score, GDF-15 levels can be a guide in monitoring treatment and systemic inflammation, determining the disease severity, and providing efficient treatment.Öğe Son 5 yılda kliniğimizde tanı konulan bazal hücreli karsinom olgularının retrospektif incelenmesi(Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2020) Raimoğlu, Onur; Albayrak, HülyaAmaç: Bazal hücreli karsinom (BHK) derinin en sık görülen malignitesidir ve insidansı giderek artmaktadır. Çalışmada kliniğimizde tanı konulan olgularda hastaların yaş, cinsiyet, tümör histopatolojik alt tipi, tümör lokalizasyonu, hastalara eşlik eden komorbid hastalıklar belirlenerek retrospektif olarak incelendi. Gereç ve Yöntem: Histopatolojik olarak BHK tanısı konulan 256 hastadaki 273 tümör çalışmaya dahil edildi. Histopatolojik alt tipler incelenirken histopatolojik tipler nodüler, yüzeyel, morfeiform, infiltratif, adenoid, bazoskuamöz, keratotik, mikst, pigmente ve mikronodüler olarak gruplandırıldı. Anatomik lokalizasyon belirtilirken vücut baş-boyun, gövde, üst ekstremite, alt ekstremite olarak 4 bölgeye ayrıldı. Baş-boyun bölgesi burun, alın, yanak, preaurikular bölge, dudak, perioral bölge olarak 6 alt bölgeye, gövde de gövde ön yüz ve gövde arka yüz olarak 2 alt bölgeye ayrıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan 256 BHK hastasının yaş ortalaması 67.67 idi ve hastaların en genci 32 en yaşlısı 104 yaşındaydı. Hastaların 137'si erkek (%56.5), 119'u kadındı (%46.5). Erkek hastaların yaş ortalaması 68.24±12.81, kadın hastaların ortalama yaşı 67.02±14.18 idi. En sık görülen tümör histopatolojik alt tipi % 61.5 oranında (n=168) nodüler tipti ve en fazla tümör % 88.3 oranında (n=241) baş-boyun bölgesindeydi. Hastaların en sık komorbid hastalığı hipertansiyondu(%68.4). Sonuç:Çalışmamızda bazal hücreli karsinomun en sık 70-80 yaş aralığında, baş-boyun bölgesinde, en sık nodüler tipte olduğu görüldü. Yüzeyel tipin gövdede daha fazla görüldüğü ve erken yaşlarda kadın insidansının arttığı görüldü.Öğe Tek Taraflı İki Ekstremite Yerleşimli İnflamatuar Lineer Verrüköz Epidermal Nevüs(Namık Kemal Üniversitesi, 2017) Albayrak, Hülya; Yanık, Mehmet Emin; Raimoğlu, Onurİnflamatuar lineer epidermal verrüköz nevüs (İLVEN), nadir görülen ve daha çok doğumda ve adölesan dönemde ortaya çıkan kaşıntılı, lineer yerleşimli, eritemli, verrüköz papüllerden oluşan bir hastalıktır. İLVEN, verrüköz epidermal nevüsün ender bir varyantı olup, kronik egzamatöz veya psoriasiform yönü ile tekrarlayan inflamatuvar olaylarla karakterizedir. Erişkin dönemde ortaya çıkması oldukça nadir görülür. Klinik ve histolojik muayene ile tanı konulur. Diğer epidermal nevüsler, lineer psoriasis ve liken striatus gibi çeşitli dermatozlarla ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Tedaviye belirgin derecede dirençli bir hastalıktır. Biz de bu olgumuzda el ve ayak tutulumu olan doğumsal başlangıçlı 22 yaşındaki hastayı rutinde az rastlanan bir hastalık olduğu için sunmayı uygun buldukÖğe Tekirdağ Bölgesi Dermatomikoz Hastalarının Klinik, Demografik ve Laboratuvar Sonuçları(2020) Albayrak, Hülya; Raimoğlu, Onur; Aydın Kurç, Mine; Yanık, Mehmet Emin; Topkaya, Aynur ErenAmaç: Dermatomikoz etkenleri coğrafik bölge, iklim, sosyoekonomik durum ve yaşam tarzı ile zamanla değişebilmektedir. Buçalışmada hastanemiz Dermatoloji kliniğine başvuran dermatomikoz ön tanısı olan hastaları retrospektif olarak değerlendirdik.Hastanemize başvuran hastalardaki demografik verilerin ve alınan örneklerden izole edilecek etkenlerin saptanması amaçlanmıştır.Materyal ve Metot: 2017 ile Aralık 2017 tarihleri arasında Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Kliniğindendermatomikoz ön tanısıyla 448 hastadan elde edilen örnekler retrospektif olarak incelenmiştir.Bulgular: Çalışmamıza alınan hastaların hastaneye başvuruları en sık ayak tırnak değişikliklerine (%28,5) bağlı olurken bunu gövdelezyonları (%24,3) ve ayaktaki tırnak dışı (%22,5) deri lezyonları takip etmiştir. Laboratuvar yöntemiyle tanısı dışlanan hastalarda ise ensık ayırıcı tanıya giren lezyonlar; %44,4ile gövdede ve %22,2ile ayakta görülen (tırnak dışı) lezyonlardır. Mikroskopik direkt bakıda%35,8 vakada pozitiflik saptanmıştır. Yapılan mantar kültürlerinde tüm vakaların %5,8’inde üreme saptanmıştır. İzole edilen mantarların%56’sıTrichophyton rubrum, %12’si Candida albicans ve %8’i Microsporum canis olarak tespit edilmiştir.Sonuç: Ayak lezyonları en sık hastaneye başvuru sebebi olurken, Trichophyton rubrum en sık üreyen etken olarak saptanmıştır.Toplumda giderek artan immünsüpresif birey sayısının Candida albicans’ı ikinci üreyen etken olarak karşımıza çıkardığınıdüşünmekteyiz. Onikomikoz ve tinea pedisin hastaneye başvuruda sayıca fazla olması ayak hijyeni, bakımı ve korunmasının toplumsalbir sorun olduğunu düşündürmektedir.