Yazar "Paksoy, Nail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Efficacy and safety of trastuzumab emtansine in older patients with HER2-positive advanced breast cancer: a real-world study(Sage Publications Ltd, 2022) Cil, İbrahim; Kücükarda, Ahmet; Atci, Muhammed Mustafa; Secmeler, Saban; Paksoy, Nail; Ferhatoglu, Ferhat; Aydiner, Adnan; Avcı, OkanIntroduction: Ado-trastuzumab emtansine (T-DM1) is an antibody-drug conjugate and its survival advantage has been shown in advanced human epidermal growth factor receptor 2 (HER2)-positive breast cancer. However, clinical trials underrepresent patients > 65 years of age, leading to a lack of information in this population. We analyzed the real-world outcomes of older women who were treated with T-DM1 therapy. Methods: We performed a multicenter, observational, retrospective analysis of patients aged > 65 years treated with T-DM1. A total of 93 patients from 10 cancer centers were involved in the study. Our goal was to determine the survival, response rates, and toxicity profile in T-DM1-treated patients, as well as the factors that influence survival. Results: Median follow-up was 12.2 months. Objective response rate was 29%. Median progression-free survival (PFS) and overall survival (OS) were 8.47 and 15.0 months, respectively. In multivariate analysis, Eastern Cooperative Oncology Group Performance Score 2 was found to be an independent prognostic factor for worse PFS (hazard ratio [HR] 1.81, p = 0.032) and OS (HR 2.33, p = 0.006). Any adverse event (AE) was seen in 92.5% of patients; grade 3 or 4 AEs were seen in 30.1%. Dose reduction or treatment discontinuation rates were 11.8% and 6.5%, respectively. Conclusion: The efficacy of T-DM1 was acceptable and it was generally well-tolerated among older patients with advanced HER2-positive breast cancer.Öğe Primer Glomerülonefritli Hastalarda Demografik, Klinik Özellikler, Sağkalımı Etkileyen Özellikler: Tek Tersiyer Merkez Deneyimi(2023) Paksoy, Nail; Trabulus, Sinan; Seyahi, Nurhan; Altıparmak, Mehmet RızaAmaç: Primer glomerülonefritler (GN), birçok farklı alt tipi olan ve önemli bir sağlık sorunu olan nadir bir hastalıktır. Primer GN’si (PGN) olan hastalar genellikle tam bir iyileşme elde edemezler. Tipik olarak immünosüpresif tedavi gerektirir ve sıklıkla son dönem böbrek yetmezliğine (SDBY) ilerleyen hastalığa bağlı ciddi komorbiditeler oluşabilir. Bu çalışma, PGN hastalarının epidemiyolojik, klinikodemografik özelliklerini ve uzun dönem sonuçlarını araştırmayı amaçladı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ocak 2000-Haziran 2016 tarihleri arasında üniversite hastanemiz nefroloji bölümünde takip ve tedavi edilen PGN’li hastaların demografik özellikleri ve şikayetleri ile fizik muayene ve laboratuvar bulguları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 485 hastanın 265’i erkek (%55) ve 220’si kadındı (%45). Ortanca tanı yaşı 38,5 yıl idi (aralık; 18-77 yıl). En sık biyopsi endikasyonu nefrotik sendromdu (%53,2). En sık histopatolojik tanılar sırasıyla IgA nefriti (%33,2), fokal segmental GN (%31,1) ve membranöz GN (%19,6) idi. Erkek cinsiyet (p=0,01), tanı anında sistemik hipertansiyon (p=0,01), nefrotik düzeyde proteinüri (p=0,001) ve histolojik olarak kresentik GN (p=0,001) varlığı renal sağkalımı olumsuz etkileyen faktörlerdi. Tanı sonrası ortalama takip süresi 59,1±48,5 aydı. Ortanca genel sağkalım 153 (aralık; 1-197) aydı. SDBY olan hastalarda sağkalım, SDBY olmayanlara göre anlamlı olarak daha düşüktü (p=0,003). Klinik takipte 48 hasta (%9,9) öldü ve 94 hasta (%19,3) SDBY’ye ilerledi. Sonuç: PGN’nin etiyolojisinin net olarak tanımlanması ve SDBY’ye yol açan faktörlerin belirlenmesi morbidite ve mortaliteyi azaltabilir.Öğe The real-life efficacy and safety of osimertinib in pretreated advanced non-small cell lung cancer patients with T790M mutation: a Turkish Oncology Group Study(Springer, 2021) Hizal, Mutlu; Bilgin, Burak; Paksoy, Nail; Acıkgöz, Özgür; Sezer, Ahmet; Gürbüz, Mustafa; Sendur, Mehmet Ali Nahit; İriağaç, YakupIntroduction Osimertinib, an irreversible third-generation EGFR-TKI, is the standard of care for second-line treatment of T790M-mutant advanced NSCLC patients whose disease progressed after first-line EGFR-TKI therapy. In this multicenter study, we aimed to determine the real-life efficacy and safety of Osimertinib in pretreated advanced NSCLC patients with T790M mutation. Materials and methods This retrospective trial included advanced T790M-mutant pretreated NSCLC patients who received Osimertinib from 24 different centers in Turkey. Primary endpoint was time-to-treatment discontinuation (TTD). Secondary endpoints were objective response rate (ORR), overall survival (OS), and safety. Results Of 163 patients, 68.7% had EGFR exon 19 deletion and 22.7% had exon 21 L858R mutation. Osimertinib was given as second-line treatment in 96 patients (58.9%) and third-line in 48 patients (29.4%). After median of 13-month follow-up, median TTD was 21.6 months with an 82.2% ORR. Estimated median OS was 32.1 months. Grade 3-4 adverse events were seen in 11.7% of the patients. Conclusion Osimertinib is a highly effective option in second- or third-line treatment of NSCLC patients with T790M mutation, with a favorable safety profile.Öğe Üçüncü Basamak Kanser Merkezi Kayıtlarından Progresif Medüller Tiroid Karsinomunun Sistemik Tedavi Sonuçları(2022) Ferhatoğlu, Ferhat; Paksoy, Nail; Basaran, MertAmaç: Parafoliküler C hücrelerinden kaynaklanan medüller tiroid karsinomu (MTC) oldukça nadir bir endokrin tümördür. Hastalığın en özgün yanı %25 ailesel olması ve multiple endokrin neoplazi 2 sendromlarının komponenti olmasıdır. Cerrahi rezeksiyon erken evrelerde küratif potansiyele sahiptir. Rezeke edilemeyen veya ileri evre hastalıkta sistemik tedavi seçenekleri mevcuttur. Hastalığın nadir ve sınırlı tedavi seçeneklerinin olması nedeniyle merkezimizde takip edilen hastalarımızın sonuçlarını paylaşmayı uygun bulduk. Gereç ve Yöntem: Haziran 2000 ile Haziran 2019 arasında 47 progresif MTC hastası çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri ile tedavi sonuçları değerlendirildi. Sağkalım ile ilişkili risk faktörlerini belirlemek için istatistiksel analizler yapıldı. Bulgular: Ortanca yaş 46 yıl ve erkek/kadın oranı 32/15 idi. Tüm hastaların Doğu Kooperatifi Onkoloji Grubu - Performans Statüsü (ECOG-PS) 0 (%66,7) veya 1 (%33,3) idi. Hastaların %73’ünde ilk tanı anında lenf nodu metastazı görülürken, %22’sinde uzak organ metastazı vardı. Lokal nüks en fazla görülen progresyon tipiydi (%80,9). Progresyonda uzak metastazın en sık olduğu bölgeler sırasıyla kemik (%68,1) ve akciğerdi (%23,4). Sistemik tedavinin başlangıcından itibaren medyan progresyonsuz sağkalım ve medyan genel sağkalım sırasıyla 51,7 ay ve 55,6 aydı. Vandetanib diğer sistemik tedavilere kıyasla (sırasıyla 84,7 ay ve 37,1 ay; p=0,047) daha iyi bir genel sağkalım (OS) ile ilişkiliydi. ECOG-PS 0 olan hastalar, ECOG- PS 1 olanlardan daha iyi OS’ye sahipti (sırasıyla 77,2 ay ve 34,4 ay; p=0,002). Ayrıca ECOG-PS bağımsız prognostik faktör olarak belirlendi (tehlike oranı: 14,7; %95 güven aralığı: 1,7-124,7; p=0,013). Sonuç: Progresif MTC görece uzun bir sağ kalımla ilişkili olsa da sistemik tedavi seçenekleri kısıtlıdır. ECOG-PS’nin hasta yönetiminde mutlak bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Tirozin kinaz inhibitörlerinin yanında seçilmiş hastalarda kemoterapi ve 177Lu-octreotate etkin olabilir.