Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Paketçi, Cem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Allerjik uzak akrabalar ve ev ortamı tekrarlayan hışıltı ataklarına sebep olur mu?
    (2013) Bozaykut, Abdülkadir; Sezer, Rabia Gönül; Paketçi, Ahu; Paketçi, Cem
    Amaç: Akut bronşiyolit, en sık 2 yaşından küçük çocuklarda görülen, daha çok viral etkenlerin neden olduğu bronşiyollerin obstrüksiyonu ile karakterize akut alt solunum yolu hastalığıdır. Atopi ve diğer genetik faktörler de virüsün uyardığı hışıltı gelişiminde hazırlayıcı bir rol oynayabilir. Bu çalışmada, hışıltı atakları ile anne, baba, kardeşler haricindeki uzak akrabalarda atopi ve astım hikayesi, evde toz ve/veya rutubet bulunması arasındaki ilişkiyi araştırdık. Yöntem: Bu çalışma Haziran 2009 ile Haziran 2011 tarihleri arasında, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’ne başvurup ilk atak bronşiyolit tanısı alan hastalarda prospektif olarak yapıldı. Her hastanın yaşı, cinsiyeti, anne, baba, kardeş dışı ailede atopi, astım öyküsü, evde tozlu rutubetli ortam maruzi- yeti sorgulandı. Bulgular: Çalışmaya 1-24 ay arası ilk atak akut bronşiyolit tanısı alan toplam 500 infant dahil edildi. Hastaların %20,2’sinin (n=101) ailesinde (anne, baba, kardeş dışı) atopi, astım mevcuttu. Hane özellik- leri incelendiğinde %27’sinde (n=135) tozlu rutubetli ortam bulundu. İnfantların 3 ve üzeri tekrarlayan hışıltı atağı geçirme oranlarına bakıldığında, tozlu rutubetli ortamda yaşayan hastaların %92.6’sının, tozlu-rutubetli ortamda yaşamayan hastaların %65.2’sinin 3 ve üzeri atak geçirdiği tespit edildi. Anne, baba, kardeş dışı atopi öyküsü olan infantların %91.1’inde tekrarlayan hışıltı atağı görülürken, olmayan infantların %67.9’unda görüldü. Sonuç: Biz çalışmamızda, anne, baba ve kardeş dışı aile bireylerinde astım ve/veya atopi öyküsü bulunması ile tekrarlayan hışıltı atakları arasında anlamlı ilişki saptadık. Tozlu ve/veya rutubetli ortam maruziyeti de tekrarlayan hışıltı atakları için önemli bir risk faktörüdür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    BRONŞİOLİTLİ ÇOCUKLARDA HASTALIK AKTİVİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE NÖTROFİL/LENFOSİT ORANI YENİ BİR BİYOBELİRTEÇ OLABİLİR Mİ?
    (Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2019) Çelik Güzel, Eda; Fidan, Çiğdem; Güzel, Savaş; Paketçi, Cem; Çelikkol, Aliye
    Amaç: Akut bronşiolit, inflamatuar bir hastalıktır. Nötrofil/lenfosit oranı (NLO) çeşitli inflamatuar hastalıklarda arttığı bilinen inflamatuar belirteçlerdir. Bu çalışmada amacımız bronşiolitli çocuk hastalarda NLO değerlerini incelemek ve hastalık şiddetiyle ilişkisini değerlendirmektir. Materyal ve Metot: Çalışma akut bronşiolit tanısı alan 3 ay ile 5 yaş arasında 77 hasta ve 34 sağlıklı çocuktan oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubunda C-reaktif protein (CRP), beyaz küre sayısı (BKS), ortalama trombosit hacmi (OTH), nötrofil ve lenfosit değerleri ile birlikte NLO değerleri incelendi. Bulgular: Akut bronşiolit grubunda CRP, BKS, NLO ve nötrofil sayısı kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p<0.01, p<0.001, p<0.001, p<0.001). OTH düzeyleri hasta grubunda anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.05). Hastalık şiddetine göre hasta grubu hafif, orta ve ağır olmak üzere üç gruba ayrıldı. Orta bronşiolitli hastalarda (n=21); nötrofil ve NLO değerleri hafif bronşiolitli gruba (n=25) göre anlamlı olarak yüksek saptandı (Her ikisi de p<0.05). Korelasyon analizinde; NLO ile OTH, BKS, CRP arasında pozitif korelasyon saptandı (sırasıyla r=0.262–p<0.05; r=0.454–p<0.001; r=0.706–p<0.001). Akut bronşiolitli hastaların hastaneye kabulde incelenen parametrelerden yalnızca CRP için Receiver-operating characteristic (ROC) analizinde eğri altında kalan alan (EAA) sonuçları tanısal olarak yeterli bulunurken (0.812), BKS ve NLO için yeterlilik saptanamadı (sırasıyla 0.692, 0.583). Sonuç: Çalışmamızda, hastaneye başvuruda saptanan artmış CRP düzeylerinin; bronşiolit gelişecek hastaları predikte etmede ve artmış NLO oranının hastalık şiddetinin belirlenmesinde iyi bir belirteç olabileceğini göstermektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bronşiolitli Çocuklarda Hastalık Aktivitesinin Değerlendirilmesinde Nötrofil / Lenfosit Oranı Yeni Bir Biyobelirteç Olabilir mi?
    (Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, 2019) Güzel, Eda Çelik; Fidan, Çiğdem; Güzel, Savaş; Paketçi, Cem; Çelikkol, Aliye
    Amaç: Akut bronşiolit, inflamatuar bir hastalıktır. Nötrofil/lenfosit oranı (NLO) çeşitli inflamatuar hastalıklarda arttığı bilinen inflamatuar belirteçlerdir. Bu çalışmada amacımız bronşiolitli çocuk hastalarda NLO değerlerini incelemek ve hastalık şiddetiyle ilişkisini değerlendirmektir.  Materyal ve Metod: Çalışma akut bronşiolit tanısı alan 3 ay ile 5 yaş arasında 77 hasta ve 34 sağlıklı çocuktan oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubunda C-reaktif protein (CRP), beyaz küre sayısı (BKS), ortalama trombosit hacmi (OTH), nötrofil ve lenfosit değerleri ile birlikte NLO değerleri incelendi.  Bulgular: Akut bronşiolit grubunda CRP, BKS, NLO ve nötrofil sayısı kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p<0.01, p<0.001, p<0.001, p<0.001 ). OTH düzeyleri hasta grubunda anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.05). Hastalık şiddetine göre hasta grubu hafif, orta ve ağır olmak üzere üç gruba ayrıldı. Ağır bronşiolitli hastalarda (n=21); nötrofil ve NLO değerleri hafif bronşiolitli gruba (n=25) göre anlamlı olarak yüksek saptandı (Her ikisi de p<0.05). Korelasyon analizinde; NLO ile OTH, BKS, CRP arasında pozitif korelasyon saptandı (sırasıyla r=0.262–p<0.05; r=0.454–p<0.001; r=0.706–p<0.001). Akut bronşiolitli hastaların hastaneye kabulde incelenen parametrelerden yalnızca CRP için Receiver-operating characteristic (ROC) analizinde eğri altında kalan alan (EAA) sonuçları tanısal olarak yeterli bulunurken (EAA=0.812), BKS ve NLO için yeterlilik saptanamadı (sırasıyla EAA=0.692, EAA=0.583). Sonuç: Çalışmamızda, hastaneye başvuruda saptanan artmış CRP düzeylerinin; bronşiolit gelişecek hastaları predikte etmede ve artmış NLO oranının hastalık şiddetinin belirlenmesinde iyi bir belirteç olabileceğini göstermektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Horner's Syndrome-Torticollis Relation; a Case Report
    (2016) Can, İlknur; Sarıfakıo?lu, Ayşe Banu; Paketçi, Cem; Yıldırım Güzelant, Aliye
    Horner Sendromu, okülosempatik yolaktaki kesinti nedeniyle gözün sempatik innervasyon kaybı sonucu pitozis, miyozis, tek taraflı anhidrozis ve nadiren enoftalmus klinik semptomları ile karakterize nadir görünen bir klinik tablodur. Konjenital musküler tortikollis, sternokleidomastoid kasının fibrozisi ve buna bağlı kısalması ile oluşan bir kas iskelet sistemi malformasyonudur. Bu olgu sunumunda, konjenital musküler tortikollise ikincil gelişen horner sendromu ve bunun rehabilitasyon sürecindeki tanısı ele alınmıştır. Üç aylık bir kız bebek, konjenital musküler tortikollis tanısıyla, çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniği tarafından birimimize yönlendirildi. Öyküsünden, ikiz eşi olarak 34 haftalık gebelik sonrası sezaryen ile doğduğu, doğum sonrası yoğun bakım ihtiyacı olmadığı, ilk kez bir buçuk aylıkken ailesi tarafından boyunda asimetri fark edildiği ve çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniğine başvurduğu öğrenildi. Fizik muayenesinde kraniyofasiyal asimetri, servikal sol lateral fleksiyon, sola rotasyonda kısıtlılık ve olive belirtisi vardı. Rehabilitasyon sırasındaki takiplerinde yüzünün sağ yarısında anhidrozis, daha silik olarak sol tarafta miyozis ve pitozis bulguları da fark edilerek hastaya Horner Sendromu tanısı konuldu. Ayırıcı tanısı yapılarak olası diğer nedenler dışlandı ve etiyoloji hastadaki mevcut tortikollise bağlandı. Sonuç olarak hastalar tortikollis yönünden değerlendirilirken, nadir de olsa, tortikollise Horner Sendromu'nun eşlik edebileceği, klinik bulgular silik seyredebileceğinden tanının kolayca gözden kaçabileceği akılda tutulmalıdır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İki Yaş Altı Çocuklarda Sigara Mâruziyeti ve Tekrarlayan Bronşiyolit Atakları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
    (2016) Paketçi, Ahu; Bozaykut, Abdülkadir; Paketçi, Cem; Gönül Sezer, Rabia
    Giriş: Tekrarlayan hışıltı atakları özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük olan ailelerde, kalabalık ortamda yaşayan, sigara dumanına mâruz kalan ve anne sütü alamayan bebeklerde daha sık olarak görülür Materyal ve Metod: Bu çalışma 2009-2011 tarihleri arasında, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği'ne başvurup ilk atak bronşiyolit tanısı alan hastalarda prospektif olarak yapıldı.Sonuçlar: Çalışmaya yaşları 1-24 ay olan toplam 500 infant dahil edildi. Evde sigara kullanımı has-taların %46,6'sında (n=233) mevcuttu. Tekrarlayan bronşiyolit atağı geçiren çocukların, evde sigara mâruziyet oranları istatistiksel olarak anlamlı dere-cede yüksek saptandı (p<0,001).Tartışma: Çalışmamızda, sigara maruziyeti tekrar-layan hışıltı atakları açısından risk faktörü olarak bulundu. Sigara dumanına mâruziyet azaltılarak tekrarlayan akut bronşiyolit ataklarının azaltılabi-leceğini düşünmekteyiz.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Serum Endocan Levels in Children with Community-Acquired Pneumonia
    (Mary Ann Liebert, Inc, 2017) Paketçi, Cem; Paketçi, Ahu; Erdede, Özlem; Demirkol, Muhammet; Güzel, Savaş
    In this study, it was aimed to compare the levels of serum endocan with commonly used markers, and also to define the suitability for determination of disease severity in patients with community-acquired pneumonia (CAP). The study included 60 patients and 28 healthy subjects. Pneumonia severity was determined according to British Thoracic Society guidelines for the management of CAP in children. Serum levels of endocan and C-reactive protein (CRP) and white blood cell (WBC), and neutrophil count were measured. Serum endocan levels were increased in patients with CAP. CRP levels, WBC count, neutrophil count and neutrophil lymphocyte ratio were also higher in the CAP group than healthy control group. Endocan was correlated with CRP and WBC count and disease severity. For the identification of CAP, the area under the receiver operating characteristic (ROC) curve of CRP was acceptable for CRP, but not for endocan (0.812 and 0.649, respectively). ROC analysis for endocan to differentiate between severe CAP (n = 29) and mild-moderate CAP (n = 31) gave an area under the curve of 0.769 compared to 0.667 for CRP. Serum endocan levels increase in patients with CAP and can therefore be a useful marker in diagnosis and as a particular indicator of the treatment in the clinical assessment of CAP disease severity. Serum endocan levels of patients with severe CAP were higher compared with patients with mild-moderate CAP. These results revealed that endocan might be a useful indicator of severity of CAP.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Toplum kökenli pnömonili çocuklarda hastalık aktivitesinin değerlendirilmesinde yeni bir biyobelirteç olarak C-reaktif protein (CRP)/ortalama trombosit hacmi (OTH) oranı
    (2017) Çelik Güzel, Eda; Fidan, Çiğdem; Güzel, Savaş; Paketçi, Cem
    Amaç: Son yıllarda inflamasyon göstergesi olarak değerlendirilen C-reaktif proteinin (CRP)/ortalama trombosit hacmi (OTH) oranı ve beyaz küre sayısı (BKS)/ortalama trombosit hacmi (OTH) oranının toplum kökenli pnömonili (TKP) çocuklarda tanı ve hastalık şiddeti ile ilişkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Çalışma TKP tanısı alan 3 ay ile 18 yaş arasında 60 hasta ve 30 sağlıklı çocuktan oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubunda CRP, BKS, OTH, nötrofil/lenfosit oranı (NLO) değerleri ile birlikte CRP/OTH ve BKS/OTH değerleri incelendi.Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında OTH düzeyleri açısından anlamlı fark saptanmazken, CRP/OTH, BKS/OTH, NLO ve plateletkrit düzeyleri hasta grubunda anlamlı olarak yüksek bulundu. Ciddi pnömonili hasta grubunda (n=27) BKS, NLO, BKS/OTH, CRP/OTH ve CRP düzeyleri hafif-ılımlı pnömonili gruba (n=33) göre anlamlı olarak yüksek saptandı. CRP/OTH ve BKS/OTH oranlarının hastalık belirtilerinin süresiyle arasında pozitif korelasyon gösterildi. Receiver Operating Characteric (ROC) analizinde CRP (Eğri altındaki alan (EAA)=0.801), BKS (EAA=0.761) ve BKS/OTH (EAA=0.731) düzeylerinin TKP’nin tanısında yeterliliği anlamlı bulundu. Ciddi TKP’li hastaların ayrımında ise CRP/OTH (EAA=0.733) ve CRP (EAA=0.708) düzeyleri anlamlı bulundu.Sonuç: CRP/OTH ve BKS/OTH oranları TKP tanısının değerlendirilmesinde ve CRP/OTH oranı hastalık aktivitesinin belirlenmesinde iyi bir belirteç olabileceğini göstermektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yenidoğanda Over Kisti
    (İstanbul Üniversitesi, 2013) Özdilek, Burcu; Nalbantoğlu, Burçin; Donma, Mustafa Metin; Çelik, Cem; Paketçi, Cem; Karasu, Erkut; Mintaş, Nuriye Ece
    Yenidoğanda over kisti ender görülen bir durumdur. Ultrasonografinin yaygın olarak kullanıma girmesinin ardından tespit edilme oranı artmıştır. Ancak halen bu hastaların tanı, takip, prognozu ve tedavisi tartışmalıdır. On bir aylık kız hasta polikliniğimize, doğumdan beri devam eden ve küçülmeyen over kistleri nedeniyle başvur- du. Hastanın muayenesi ve gelişimi normaldi. Yapılan ult- rasonografide, en büyüğü 12x11 mm boyutlarında basit kistler tespit edildi. Hastanın takiplerinde kistlerin boyu- tunda küçülme saptanması ve komplikasyon gelişmemesi üzerine hasta takibe alındı. Yenidoğan döneminde gözlenen over kistlerinin bir çoğu selimdir. Konjenital pilor stenozu, hidrosefali, korpus kallozum agenezisi ve fetal hipotirodizm gibi anomaliler eşlik edebilmektedir. Prognozu belirlemede en önemli faktörler kist çapı ve ekojenitesidir. Potansiyel komplikasyonları arasında over torsiyonu, over rüptürü, kanama ve diğer organlara bası bulunmaktadır. Torsiyon en önemli ve ciddi komplikasyondur ve 5 cm’den küçük kistlerde bile gözlenebilmekte ve over kaybı ile sonuçlana- bilmektedir. Yenidoğan döneminde görülen over kistleri, genellikle kendiliğinden küçülerek kaybolmaktadır. Bu yüz- den ultrason ile takip, bu hastaların izleminde en sık tercih edilen yoldur. Ciddi komplikasyonları olmasına rağmen, bunların görülme sıklığı çok enderdir

| Tekirdağ Namık KemalÜniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim