Yazar "Demirhan, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA DOĞU TRAKYA’DA BİR MİLLİ MÜFREZE: TRAKYA FEDAİLERİ(2024) Demirhan, HasanMondros Mütarekesi’nin imzalanmasından hemen sonra, İtilaf devletleri mütarekenin on beşinci maddesindeki “Bütün demiryolları halkın kullanımına açık olmak kaydıyla İtilaf devletlerince kontrol altına alınacaktır.” hükmüne dayanarak Doğu Trakya bölgesinde işgallere başladılar. Bir Fransız alayı, 4 Kasım 1918 tarihinde Uzunköprü ile Sirkeci arasındaki demiryolu işletmesini işgal etti. Çok kısa bir süre sonra da, 1919 yılı Ocak ayının ortalarına doğru Fransızlar, Trakya demiryolunun muhafazasını bir Yunan taburuna devrettiler. Bu ülkemizdeki ilk Yunan işgaliydi. Trakyalılar bu işgallere karşı kurmuş oldukları Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile bir dizi kongre düzenleyerek Doğu Trakya’nın bir Türk yurdu olduğunu ilan ettiler ve Trakya’yı işgal eden Yunan askerî birliklerine karşı silahlı bir mücadeleye karar verdiler. Trakya’daki silahlı mücadele Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önderliğinde kurulan milli müfrezeler tarafından gerçekleştirildi. Kurulan bu müfrezeler, Yunan askerî birliklerini Trakya’da meşgul ederek onların Anadolu’ya askerî sevkiyat yapmasına engel olmak, bölgedeki Türk halkını Rum çetelerinin ve Yunan askerlerinin zulmünden korumak için mücadele ettiler. Bu müfrezelerden en etkili olanlarından biri Şakir Yorulmaz Bey’in önderliğindeki “Trakya Fedaileri” adı verilen müfrezeydi. Şakir Bey ve müfrezesi, Doğu Trakya’daki Yunan birliklerine, bu birliklerin iaşe kollarına baskınlar düzenledi. Bölgede Türklere eziyet eden Rumlar ve Rum çeteleri ile mücadele etti. Müfrezedeki istihkâm erleri sayesinde bölgede Yunan askerî hedeflerine sabotaj eylemlerinde bulundu.Öğe MÜREFTELİ ŞAKİR BEY’İN MİLLİ MÜCADELE HATIRALARI(2023) Demirhan, HasanMürefteli Şakir Bey 1914 yılında Mühendishane-i Berr-i Hümayun’dan mezun oldu ve Altıncı Kolordu’nun Çanakkale cephesinde görevlendirilmesi sonucunda Gelibolu’da hizmetine başladı. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından milli mücadeleye katılan Şakir Bey, İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçıran gizli örgütlerde görev aldı. İstanbul’da kaldığı süre içerisinde İngilizleri oyalamak ve yanlış bilgiler vermek için karşı istihbarat elemanı olarak milli mücadeleye katkı sağladı. İstanbul’dan Ankara’ya geçen Şakir Bey, Çerkez Ethem’in Kuvâ-yi Seyyâre birliklerine katılarak Anadolu’da milli mücadele karşıtı isyan hareketlerini bastırmakta görev aldı. 1920 yılının Ağustos ayında İstanbul’a dönerek Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’nde görev aldı. Mürefteli Şakir Bey, Yunan kuvvetlerinin Trakya’yı işgali üzerine, Yunan birliklerini taciz etme, silah ve malzeme depolarını imha etme, silah ve asker sevkiyatını önleme gibi hedeflerle kurulmuş olan bir çetenin reisliğini üstlendi. Çetecilik faaliyetlerinden sonra Refet Paşa’nın mihmandarı olarak görev yaptı.Öğe MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN İSTANBUL’DAKİ SİYASİ FAALİYETLERİ (13 KASIM 1918-16 MAYIS 1919)(2024) Demirhan, Hasan; Uludağ, İbrahim OğuzMustafa Kemal Paşa 1905 yılında Harp Akademisi’nden mezun oldu ve 1911 yılında Trablusgarp Cephesi’nde İtalyanlara karşı mücadele etti. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı’nın cephelerinde göstermiş olduğu üstün başarı Mustafa Kemal Paşa’ya hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük bir ün kazandırdı. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda savaşı kaybeden grupta yer alan Osmanlı Devleti, savaşın galibi olan İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı. İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından hemen ardından antlaşmanın yedinci maddesini bahane ederek Osmanlı Devleti’nin topraklarını işgal etmeye başladı. 3 Kasım 1918’de Musul, hemen ardından 9 Kasım 1918’de İskenderun İngilizler tarafından işgal edildi. 13 Kasım’da ise İtilaf Devletlerine ait donanma kuvvetleri askeri kontrol bahanesiyle İstanbul’da kontrolü ele geçirdi. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Devleti’nin çaresizlik içerisinde kıvrandığı ve İtilaf Devletlerinin işgal emellerine boyun eğdiği bir dönemde, yıldızı henüz parlamış genç bir komutan bütün sorumluluğu üstüne alacak ve bir ulusun kaderini değiştirecek faaliyetlere girişecekti. Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesini takiben İstanbul’a dönen ve burada yaklaşık altı ay boyunca çeşitli girişimlerde bulunan Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Devleti yöneticilerinin çaresizce olacakları kabul ettikleri bir süreçte Türk Milletinin kaderini değiştirecek hazırlıklar yaptı. Basının kamuoyu oluşturmada gücünün farkında olan Mustafa Kemal Paşa tanınırlığını arttırmak amacıyla önemli İstanbul gazeteleri ile mülakatlar yaptı, arkadaşları ile birlikte “Minber” adında bir gazete çıkardı. İstanbul’daki ilk günlerinde, kurulan İstanbul Hükümetlerinde önemli bir mevkiye gelmeye ve Osmanlı Devleti idaresinde söz sahibi olarak Türk Milletinin kurtuluşu için mücadele etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa, bu amacına ulaşamayınca Anadolu’ya geçerek burada bir direniş başlatmayı hedefledi. Paşa bu süreçte bir taraftan Padişah Vahdettin ve sadrazam Damat Ferit Paşa ile görüşerek onların güvenini kazanırken diğer taraftan resmi olarak kapatılmasına rağmen hala etkin bir konumda bulunan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eski üyeleriyle İstanbul’da bazı görüşmeler yapacaktı. Bunun yanında İstanbul’u fiili işgal altında tutan İtilaf Devletleri temsilcileriyle de bir araya gelen Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya hareketinden önce hazırlıklara yapılabilecek müdahalelerin de önüne geçmeyi amaçlıyordu. Paşa bu görüşmelerde İtilaf Devletlerinin hedeflerini ve kendi aralarındaki problemlerini gözlemleme şansını yakaladı. 1919 yılına girildiğinde İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti üzerindeki baskısını iyice arttırdı. İstanbul’da eski ittihatçı ve vatansever olarak bilinen birçok kişi tutuklandı. İstanbul’da bunlar yaşanırken İtilaf Devletleri’nin 1919 yılı Nisan ayında Osmanlı’ya verdikleri ültimatom ve Anadolu’daki işgalleri yeni bir dönemin de kapısını aralamış oldu. Bu sırada Samsun civarında ortaya çıkan asayişsizlik olayları Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmesi için önemli bir fırsat olarak ortaya çıktı. Mustafa Kemal Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda, özellikle de Çanakkale Cephesi’nde gösterdiği başarı, İstanbul’dayken birçok önemli devlet adamı, komutan ve özellikle Padişah Vahdeddin ile olan ilişkisi onun Dokuzuncu Ordu Müfettişi yetkisiyle Samsun’a gönderilmesini kolaylaştırdı. Mustafa Kemal Paşa kendisi gibi işgallere karşı direnmeyi tek kurtuluş yolu olarak gören ve bu mücadelede sadece Türk Milletine güvenen kişilerle bir kadro oluşturmayı başardı ve 19 Mayıs 1919’da Samsun Limanı’na attığı adım ile Türk ulusunu bağımsızlığa eriştirecek mücadelesine başladı.