Yazar "Üzümcü, Muzaffer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 4-6 Yaş Kur’an Kurslarında Görev Yapan Öğreticilerin Bu Kurslardaki Eğitim Süreçleriyle İlgili Görüşleri (Çorlu Örneği)(2021) Çınar, Nuran; Üzümcü, MuzafferÇocukluk dönemi, diğer gelişim alanları açısından olduğu gibi dinî geli-şim açısından da önemli bir dönemdir. Bu dönemde çocuk, temel dini bilgi ve değerleri belli ölçüde ailesinden alabilse de uzmanların rehberliğinde bir eğitime ihtiyaç duyduğu açıktır.Türkiye’de örgün eğitimde 10 yaşından küçük çocuklara ayrı bir ders olarak din eğitimi verilmemesi, bu ihtiyacın yaygın din eğitimi yoluyla karşılanmasını gerekli kılmaktadır. 2012 yılına kadar ilkokulu bitirmeyen çocukların yaz Kur’an kurslarına gitmesi dahi yasaklanmıştır. Bununla birlikte bu yasağın temelsizliği farkedilmiş ve 2013 yılından itibaren 4-6 yaş Kur’an Kursları açılarak çocukların din eğitimi alabilmesi için bir imkân sunulmuştur. Bu kurslar çocuklarına mensup oldukları dini öğretmek isteyen aileler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Henüz kurumsallaşma sürecini tamamlamamış bu kursların varlığının anlamlı hale gelmesi ve devam edebilmesi için buralarda nitelikli bir eğitim verilmesi zorunludur. Eğitim faaliyetlerinin niteliğini belirleyen en önemli unsurlardan biri olan öğreticilerin, bu kurslarda verilen eğitimle ilgili düşüncelerinin tespit edilerek değerlendirilmesi, kursların verimliliğinin arttırılması açısından katkı sağlayıcı görülmektedir. Nitel olarak kurgulanan bu çalışmada Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde görev yapan öğreticilerin görüşleri yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılarak odak grup görüşmesi yoluyla elde edilmiştir. Elde edilen veriler, betimleme ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir.Öğe Din Öğretiminde Özel Gereksinimli Öğrenciler İçin Uyarlamalar(2018) Üzümcü, MuzafferPek çok DKAB öğretmeni, kaynaştırma uygulamalarında özelgereksinimliöğrencilerle(ÖGÖ)birlikteeğitimfaaliyetlerindebulunmaktadır. Bu yüzden bu öğretmenlerin ÖGÖ’lerin özelliklerinibilmesi ve onlarla ders işlerken ne tür uyarlamalar yapılabileceğihakkında fikir sahibi olması önem arz etmektedir. İlgili literatürtarandığında söz konusu öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarında netür uyarlamalar yapabileceklerine dair, onlara doğrudan rehberlikedebilecek bir çalışmaya rastlanmamıştır. İşte bu çalışmada esasen buboşluk doldurulmaya ve DKAB öğretmenlerinin ÖGÖ’ler için ne türuyarlamalar yapabilecekleri konusuna açıklık getirilmeye çalışılmıştır.Makalede her gereksinim grubu için ayrı başlıklar altında sıralananuyarlamalar daha çok özel eğitim ve kaynaştırma uygulamalarıyla ilgiliİngilizce ve Türkçe literatür taranarak ortaya konmuştur. Özellikle dekaynaştırma uygulamalarıyla ilgili nitel ve nicel alan araştırmalarınınverilerinden faydalanılmıştır.İki bölümden oluşan makalenin girişinde din eğitiminin önemi,öğretmenlerin eğitim-öğretimdeki rolleri, kaynaştırma uygulamalarınınseyri hakkında kısaca bilgi verilmiş ve ÖGÖ’lerin tasnifi yapılmıştır.Birinci bölümde özel gereksinimli öğrencilerin özelliklerinden, altgruplarından, gereksinimlerinden ve genel nüfus içerisindeki yerlerindenbahsedilmiştir. Makalenin esas kaleme alınma gerekçesini teşkil edenikinci bölüm ise ÖGÖ’lerin gereksinim türlerine göre yapılabilecekuyarlamaların tespitini ve yorumlanmasını ihtiva etmektedir. Makaleninsonuç kısmında ÖGÖ’lere yönelik din eğitimiyle ilgili uyarlamalardakimevcut durum ve olması gerekenler hakkında kısa bir değerlendirmeyapılmıştır.Öğe Hukuki Temelleriyle Azerbaycan’da Din Eğitimi(2022) Üzümcü, MuzafferDemokrasi ve laikliği benimseyen Azerbaycan devleti, Anayasasında din ve vicdan özgürlüğünü, inanç, ibadet ve eğitim haklarını güvence altına almaktadır. Uzun yıllar Sovyet yönetimi altında kalan ülkede millî-manevi yıkımı telafi etmek amacıyla halkın millî kimliğini güçlendirecek, millî birlik ve beraberliğe katkı sağlayacak eğitim politikalarına ağırlık verilmektedir. Bu eğitim politikaları uygulanırken millî ve manevi değerlerin merkeze alındığı ve milliyetçilik, demokrasi ve laiklik gibi ilkelerin çizdiği sınırlar çerçevesinde hareket edildiği görülmektedir. Eğitim alanında uzun yıllar istikamet ve istikrarın mümkün olmadığı Azerbaycan’da bağımsızlık sonrası dönemde eğitim politikaları millî birlik ve beraberliği güçlendirecek şekilde belirlenmektedir. Bu bağlamda Müslümanlığın, halkın millî kimliğinin bir parçası olarak görülmesi din eğitimi politikalarını genel eğitim politikalarının en önemli ögelerinden biri kılmaktadır. Laik devletlerin dinî politikalar izlemesi tartışılan bir konu olup belli bir kesim laik bir devletin dinî politikalar izleyemeyeceğini, din hizmetlerine finansal yardım ayıramayacağını savunurken diğerleri bunların laik sistemlerde yapılmasını problemli bir durum olarak görmemektedir. Azerbaycan’ın laik bir devlet olduğu Anayasasında açıkça belirtilmektedir. Yani devlet politika belirlerken ya da yasa çıkarırken herhangi bir dinî metne göre ya da ondan faydalanarak hareket etmemektedir. Bununla birlikte vicdan ve düşünce özgürlüğü, dinî inanç ve ibadet hakkı gibi temel insan hakları da anayasal olarak güvence altına alınmıştır. Bu serbestlik içinde ibadet yerleri, camiler ve Kur’an kursları açılabilmektedir. Azerbaycan laik bir devlet olmasına rağmen devlet ile din arasında ortak bir alanın varlığı da dikkat çekmektedir. Ülkede ibadet yerleri devlet bütçesinden karşılanarak inşa edilmekte veya onarılmakta, dinî gruplara finansal desteklerde bulunulmaktadır. Bu destekler Şii, Sünni, Hristiyan, Yahudi ayrımı yapılmaksızın sakıncalı görülmeyen bütün dinî gruplara verilmektedir Devlet sadece millî ve manevi değerlerin uyum içerisinde olduğu geleneksel din yorumlarını desteklemekte, yabancı unsurlar barındıran dinî anlayışları ise zayıflatıcı politikalar izlemektedir. Son yıllarda Azerbaycan’da yüksek din öğretiminde önemli dönüşümler yaşanmaktadır. Uzun yıllar din hizmetlerinde istihdam edilecek personelini yetiştirmek için başka ülkelerden destek alan Azerbaycan devleti, artık toplumun ihtiyaç duyduğu din adamlarını kendi yüksek din öğretimi kurumlarında yetiştirmektedir. Şii ve Sünni öğrencilerin aynı sınıflarda yüksek din öğretimi aldıkları Azerbaycan İlahiyat Ensitüsü farklı mezheplere mensup bireylerin bir ortamda din eğitimi alması açısından önemli bir model olma potansiyeli barındırmaktadır. Batı eğitim sistemleri ve bu sistemlerde din eğitiminin yeriyle ilgili Türkçe çalışmaların belli bir sayıya ulaştığı görülmektedir. Bunun birlikte aynı dili konuşup aynı dünya görüşünün paylaşıldığı Türkî Cumhuriyetlerdeki eğitim sistemleri ve bu sistemlerdeki din eğitimi uygulamaları konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu dikkat çekmektedir. Kabul etmek gerekir ki eğitim ve din eğitimi politikaları belirlenirken sadece Batılı ülkelerin eğitim sistemlerinin değil aynı dünya görüşüne mensup ancak farklı tecrübelere sahip devletlerin eğitim sistemlerinin ve politikalarının değerlendirilmesi ve onlardan istifade edilmesi daha sağlam bir zeminde hareket edilmesine imkân sağlayabilir. Araştırmanın bu boşluğun doldurulmasında katkı sağlaması beklenmektedir. Sosyal bilimlerde kuramsal araştırmalar bir objeyi veya olguyu tanımayı, anlamayı ve açıklamayı amaçlayan bilgiyle ilgili soyut bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Nitekim bu araştırma konusuyla ilgili yazılı metinleri sistematik bir şekilde incelediği için kuramsal bir içeriğe sahiptir.Öğe İlahiyat Fakülteleri Felsefe ve Din Bilimleri Bölümlerinde Akademik Yapılanma ve Lisansüstü Eğitim Üzerine Bir Değerlendirme(Ali SEVER, 2020) Üzümcü, Muzafferİlahiyat fakültelerinin sayısının hızla artması; bu alanda eğitim veren lisansüstü programların sayılarının da artmasına neden olmuştur. Bu makalede sayıları hızla artmaya devam eden İlahiyat/İslamî ilimler fakülteleri ve felsefe ve din bilimleri lisansüstü programlarının istatistiksel bir değerlendirmesinin yapılması amaçlanmıştır. Çalışma üç başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlıkta kuruluşundan günümüze ilahiyat fakültelerinin tarihi seyrinden bahsedilmiştir. İkinci başlıkta felsefe ve din bilimleri bölümü anabilim dalları yapılanması değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise felsefe ve din bilimleri bölümü lisansüstü eğitim programlarının işleyiş süreci hakkında sayısal veriler çerçevesinde yorumlamalarda bulunulmuştur.Öğe İlahiyat Fakültesi Hazırlık Sınıfı Öğrencilerinin Arapça Dersine İlişkin Tutumları (Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Örneği)(2020) Arpaçukuru, Osman; Üzümcü, MuzafferAraştırma, ilahiyat fakültesi hazırlık sınıfı öğrencilerinin Arapça dersine dair görüş ve tutumlarını incelemektedir. Örneklem olarak Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hazırlık Sınıfı öğrencileri seçilmiştir. Araştırma verilerini toplamak için Aydoslu tarafından geliştirilen “İngilizce Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” Arapçaya uyarlanarak kullanılmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkenleri cinsiyet, öğretim türü, mezun olunan lise türü ve Arapçaya ayrılan zamandır. 2018-2019 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında 166 öğrencinin katılımıyla toplanan veriler SPSS yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulardan hazırlık öğrencilerinin çoğunun Arapça dersine yönelik olumlu bir tutuma sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bazı öğrencilerin ise olumsuz bir tutum sergiledikleri görülmektedir. Cinsiyete ve öğretim türüne göre tutumlara bakıldığında ise anlamlı bir fark bulunamamıştır.Öğe Öğreticilerine Göre Diyanet 4-6 Yaş Kur'an Kursları (Çorlu Örneği)(2020) Üzümcü, Muzaffer; Çınar, NuranBu çalışmanın amacı, Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 Yaş Kur’an Kurslarında görev yapan öğreticilerin 4-6 yaş Kur’an Kursu Programı’yla ilgili görüşlerini tespit ederek değerlendirmektir. Bireyin dinî gelişim sürecinin zeminini ve kritik noktalarını ihtiva eden okul öncesi dönem, din eğitimi çalışmaları için özel bir yere sahiptir. Ancak bu dönemde verilecek din eğitiminin resmî olarak ele alınması ülkemiz eğitim tarihinde -diğer eğitim kademelerine göre- oldukça geç bir tarihe rastlamaktadır. Okul öncesi dönemindeki çocuklara yönelik din eğitimi, Diyanet Dört-Altı Yaş Kur’an Kursu Programının 2013-2014 eğitim-öğretim yılında on ilde pilot olarak -bir sonraki yıl ise tüm Türkiye’de- uygulanmaya başlamasıyla ilk kez resmî olarak gündeme gelmiştir. Programın uygulanma tecrübesinden elde edilen veriler, programın niteliğini arttırmak için önemlidir. 4-6 yaş dönemindeki çocukların zihin dünyasını keşfetme ve herhangi bir konuyla ilgili reflektif beyanlarını alabilme zorluğu, bu programı uygulayan öğreticilerin gözlem ve görüşlerini önemli bir bilgi kaynağı haline getirmektedir. Bu öneme binaen Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde görev yapan 27 öğreticiyle 2018 yılı Aralık ayında odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Öğreticilerin söz konusu kurslar hakkındaki görüşleri, kursların işlevi, kurslarda çalışma istekleri, aldıkları eğitim ve kursların fiziksel şartları temaları altında değerlendirilmiştir.Öğe Program Tasarımı Yaklaşımları Bağlamında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programı(2024) Üzümcü, Muzaffer; Abanoz, SüleymanEğitim programı okullardaki eğitsel uygulamaların temelini oluşturur. Bu programlar öğrenen, konu veya problemden biri veya birkaçı temel alınarak tasarlanmaktadır. Nitekim 2024 yılında yayımlanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi öğretim programında öğrenci, problem ve beceri merkezli bir program tasarımının esas alındığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı söz konusu DKAB dersi öğretim programı hazırlanırken dikkate alı-nan program tasarımı yaklaşımlarının programdaki yansımalarının sosyal ve psikolojik faktörler ekseninde değerlendirilmesidir. Bu çerçevede araştır-manın temel problemi öğrenen ve problem merkezli program tasarımı mo-dellerinin sosyal ve psikolojik açıdan DKAB dersi öğretim programında ne ölçüde belirleyici olduğunu ve nasıl uygulandığını ortaya koymaktır. Bu çalışma nitel olarak kurgulanmış ve doküman analizi yöntemine başvurulmuş-tur. Çalışmanın temel dokümanı 2024 tarihli DKAB Dersi (4-8. Sınıf) Öğre-tim Programı’dır. Aslında 2000’li yıllardan itibaren DKAB Dersi Öğretim Programı tasarlanırken konu merkezli yerine öğrenen ve problem merkezli yaklaşımların tercih edilmesi sosyal ve psikolojik faktörleri daha belirleyici hâle getirmektedir. En son 2024 yılında değiştirilen DKAB dersi öğretim programının bütüncül eğitim yaklaşımını temele alması öğrenen ve problem merkezli program tasarımlarının din derslerindeki yansımalarının artacağının önemli bir işareti olarak görülebilir. Ayrıca öğretim programının felsefe-sini ve kuramsal temellerini açıklayan ortak bir metin hazırlanması yeni ve olumlu bir uygulamadır. 2024 programında bilmeye değil becerilere odakla-nılmış; öğrenme çıktıları ile yapabilmeye önem verilmiştir. Bu süreçte de öğ-retmenin rehber rolü sürdürülmüş öğrenciyi aktif kılacak çalışmalar planla-ması ve öğrencinin dikkatini çekecek etkinlikler organize etmesi hedeflen-miştir. 2024 DKAB Dersi Öğretim Programı’nın içeriğinde günlük yaşamdan örnekler verilmesi problem merkezli tasarımın; öğrencinin gelişim seviyesi ve ihtiyaçlarına odaklanılması öğrenen merkezli tasarımın dikkate alın-dığını göstermektedir. Ayrıca her üniteye eklenen okul temelli planlama ile öğretmenin sadece öğrenme-öğretme ve ölçme değerlendirme aşamalarında değil programın oluşturulmasında da aktif bir rol alması; öğrencilerin ve eğitim çevresinin özelliklerini programa yansıtması beklenmektedir. Bu çalışmada bir yandan öğrenen ve problem merkezli tasarımların DKAB dersi öğretim programına yansımaları tartışılırken diğer taraftan bu tasarımların din öğretiminde daha verimli bir şekilde nasıl uygulanabileceğiyle ilgili önerilere yer verilmektedir.